10
Yorum
21
Beğeni
5,0
Puan
1645
Okunma

Hangi gölgenin müridisin, sen yabancı?
Hangi iflah olmaz aşkın dergâhısın?
Sinende yokluk;
Varlığında taammüden öldürdüğün bunca yalan dolan…
Bir sis tabakasından peydahladım ben seni;
En zifiri hücresinde bilinmezin
Kare kare dizdiğim resimlerde
Lades demenin de maruzatı tüm hezeyan.
Gelenlerden olmadım hiç
Aslında gitmedim de kendimden
En çok hatta sadece kendine tutsak
Bir şehir efsanesiyim
Gözümdeki feri çalmadan zaman
Kınımdaki yalanların sihrini bozmadan düzen…
Derviş iklimlerde seğirten tümceler
Sahibine ait madem her kötü söylem
İyikimsin benim
İrkildiğim gölgelerden bile titrek bir yangınsın
Lav ettiğim dünüme
Okuduğum laneti yeter ki duymasın Yaradan.
Temcit pilavı gibi her gün;
Devindiğim ya da öykündüğüm nasıl ki
Gün gibi aşikâr
Kalıbımı bastığım her duygu neden mi bu kadar
Sıradan?
Olamaz olmadı da ve olmayacak:
Sıradanlığın küpeştesinde ben doğurgan
Bir tanrıçayım
Kendi hüznünü doğuran
Sıra dışı bir yanılgıyım
Yalancı ruhların otağına değnek saplayan
Bir sancıyım
Yarım ağız düşlerin
Yarım ağız sevinçlerin
Son hecesiyim
Aklıma mukayyet şükürler olsun ki
Azıcık da olsun kusurum
Ne çıkar ki;
Gölgemle kavgalı ve isyankârsam?
Devşirme hatminde yüreğin
Kırağı çalan bir çiçeğin
Solgun yazgısıyım belki de:
Ruhun közünde köhne bir hale;
Yalnızlığın sırça köşkünde
Kendince bir methiye
Belki yalanların taarruz ettiği iklimlerde
Sonu gelmeyen bir yağmurun:
Tezat yürekler kapışırken birbiri ile
Lal sırların hatmi çiçeği
Lahitlerin esrarında
Gölge benzeri bir düş simsarıyım.
Zamanla mukayese ettiğim sırlarım
Aslıma ihanet ettiğim zaman zaman
Melun bir hatırada
Mazlum bir yanılgıda
Şiir yüklü mizacında
Örselenmiş ruhumun
Kendimden geçtiğim her lehçe
Yine dününe sadık bir martavalım.
Gözlerden ırak bir dehlizde
Belki kuytusuyum mekânın;
Sonuyum zamanın;
Ölümlü bir tefrikayım
Kendimi boykot ettiğim peyderpey
Nükseden köhne bir hikâyede
Bir düş kahramanıyım
Ruhunda tezatlıklar kadar sıra dışılığın
İnfilak ettiği bir gök gürültüsüne tutsak
Hangi şahika mevsimsem yine
Evrenden alacaklı…
Cüssemde ne karanlık sır tutan;
Ne aydınlık içimi sunan
Ne de zaaflarım
Beni bana tutsak kılan:
Hayli geçkin bir şiirde
Kaybolan yüreğin melun reçetesinde
Hasbıhal ettiğim Yaradan’ın nezdinde
Divane bir kelamım:
Hoyratça kendine tuzak kuran
Safsatalardan yansıyan bir ışık huzmesi
Göğün merhametine sığınan
Bir surede saklı iken ismim…
Sağalttığım bir yangını ihbar ediyorum ansızın…
Kök hücresinde şiirlerin,
Edimsel bir mezhep:
Rotamdan ayrı düştüğüm günlerin yanılgısı…
Bir bir irdeliyorum dokusunda inanılmazın
Aklımın üryan ısrarlarına dayanamayıp
Mimliyorum içimdeki kırılgan çocuğu.
Gün, yobaz bir rüzgâr;
Aşk, efkârlı bir liman
Ve sağanak yağıyor aralıksız
Sır küpü gözlerimde
İhbar ediyorum yeniden içimdeki yenilgiyi
Bir de küçük mabedinde sıra dışılığımın
Yalanlardan fal tutan kadına bağırıyorum:
Bu, ben değilim, seni soytarı!
Bir öfke kuluçkaya yatıyor
Sıradan geçen her heyecanı
Sıra başına yerleştiriyorum
İçimdeki küflü laneti
Bilirim ki;
Dünümden miras her kırgınlık.
Aşkı ihbar ediyorum bu kez
Bir de tensiye ettiğim özlemi
Temize geçiyorum sayfa sayfa.
Büyüyorum yavaş yavaş
İçimdeki yavan tufan
Oysaki paramparça olmalıydım ve darmaduman.
Bir mevsim dokunuyor usulca
Bir mevsim dillendiriyorum şiir niyetine
Kasımın laneti düşüyor üstüme
Gözlerimdeki yası tartaklıyor evren
Şerh düştüğüm künyemde
Tırtıklanan hezeyanlarımla
Kayıt düşüyorum her güne
Aslıma ihanet etmeden
Taraf tutuyorum doğrucu kimliğimle.
Bir şiir müzayedesindeyim
Koyu bir imgenin karabasanıyım;
Aklımda ikircikli gölgeler
Kurunun yanında yaşın da yasın da yandığı heceler.
Defolu yüreğimde ürkünç bir lades;
Aklın karesini alıyorum
İçimdeki boyutsuzluğa banıyorum sonsuzluğu
Sıfırdan bile yoksunum.
Nidaları kayıp bir kırlangıç kadar
Kırılgan ve yalnız
Bir zihniyetim:
İçimi emanet ettiğim Tanrıya düşkünlüğümle
Ölümü perdeleyen tüm gölgelere öfkeliyim aklım sıra.
Kundaklanan şiirimde
Adını unuttuğum bilmem kaçıncı infilakında yüreğin
Kopyalayıp yapıştırıyorum acılarımı:
Anlatamadığım belki de adımı
Emanet ettiğim geceye kırgınım:
Neden doğar ki güneş?
Ben yanarken için için
Hep mi yağar rahmet
Oysaki ben bir od’um; bir fevri gölge;
Bir şehla düş’üm aklıma düşen
Her aşkta
Kendine tutsak bir hece.
5.0
100% (15)