Akşam DediğinBir heykelin içine okyanusu doldurmaktır akşam dediğin Düşünmek Musa’nın asası Bir kozalağın Ve iplerle örülen bir oyuncağın sarmalında büyüyor aynı coşku Dönmekle aynı yere varılmadığını Vardığı yer de döndüğünde anlıyor insan Bir de akşam dediğin İçeriye açılan pencereler anlatsın Toprağın, havanın ve suyun göğsünden çıkan nefesi Bir darlanmanın, bir özlemin elleri yakalar seni Sanırsın ki dışarıya bakmak içindir dört köşe cam Sende yanan ateşi çağırır İçinde boğum boğum yükselir bir nefes Akşam dediğin bir dağ gölgesi Kıyısında gezindiğin Sen yürüdükçe gelir peşin sıra Sanırsın ki güneş sana küsmüş Düşmandır kıyısında gezindiğin yollar Kuşların mırıldandığı şarkıyı dost edin Ağacın dalını kırıp, toprağına tohum getirdiği rüzgarı Kurumuş heveslerine basıp gittiğinde hayat Bir isteğin çatırdamasını dost edin Okyanusun üzerine düşmüş yakamozdur akşam dediğin Düşünmek sabah aydınlığı |
Şair bir insan, böyle içten yazılan bir şiir okudumu daha da şairleşiyor...