Bir gün beni aramanı istiyorum,
öyle sıradan değil,
verdiğim değeri,
verdiğim sevgiyi,
verdiğim güveni,
verdiğim huzuru aramanı istiyorum.

Ellerimi ellerinden çektikten hemen sonra değil,
üşüdüğünde, ellerini nefesi ile ısıtacak birini bulamadığında aramanı istiyorum.

Üzerine bir yalnızlık çöktüğünde,
yüreğine bir hüzün çöktüğünde,
gecede yıldızlar olmadığında,
konuşacak kimse bulamadığında aramanı istiyorum.

Ardı ardına yaktığında sigaranı,
dumanında boğulurken,
ciğerlerinin sigara katranı ile dolduğunda,
nefes alışlarının yavaşladığında,
nefes olacak birini bulamadığında aramanı istiyorum.

Bir hayalin içinde kaybolurken,
umudun tükenirken,
kurduğun bütün hayaller yıkılırken,
ve ezilirken hayallerinin altında aramanı istiyorum.

Bir gün beni aramanı istiyorum...
Kaybolurken yalnızlığının içinde,
gözlerinden yaşlar yağmur olup aktığında,
boğulurken gözyaşlarının içinde,
silecek kimse bulamadığında aramanı istiyorum.

Kahve tadında muhabbetlere hasret kaldığında,
aynaya bakmaya yüzün olmadığında,
yüreğini kanatan yaralara merhem bulamadığında,
acını dindirecek birini bulamadığında aramanı istiyorum.

Öyle sıradan değil,
öyle herkes gibi değil,
anne özlemi ile yanıp tutuşan bir çocuk özlemi ile aramanı istiyorum.

Bir gün beni sadece aramanı istiyorum...

Azrail çaldığında kapını,
son bir yudum suyunu elimden içmek için,
sarılıp kollarıma,
ve hatta,
başını yaslayıp omuzlarıma ölmek için aramanı istiyorum...

Öyle ben bu dünyadayken değil,
ben öldükten sonra, mezarımın başında,
kaybettiğin ben için,
yapmadığın her şeyi yapmak için,
pişmanlıklar içinde,
gözyaşları içinde,
ağıtlar içinde aramanı istiyorum...


Ramazan Teke