3
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
887
Okunma
Erguvan rengidir kanatları yanık hüzünler
bir şiirin hükmünde kesilir uğultusu gecenin
Varını yoğunu tüket, sonra sesizce öl diyedir
Yaşama bir isim verme zamanı, gecikmiş kuşlar adına
sonra dağlar adına rüzgarın ardına düşüp giderken
Ziftle reçineye boyanmış yağmur gönderiyorum sana
Ölüme mahkum olan Denizin giydiğinden...
Büyücü böldü ayı
Kötü niyetini saklamdan
Hicvinden yan çizmişken chaplin
Kavmin su alan gemisinde intihar eden kahin
Bir masal
İki deli
Üç yalan
Dört beyinomurilik kırılması
Düşünür öldü
Sabit bir At
Troyadan
Son bir isteğim senden Dünya
“Ne güzeldin şiir
Rüyam da rüya görmeye başlarken, şimdi beynimdeki uğultuyu dinleyelim.
Elini ver bana alın yazına bakacağım. Uzun bir ağacın koşması var BU düzlükte, resmin var bir gözde bakayım istersen, içtiğin kahvenin herhangi bir falcıya hiç bir şekilde zararı da yok üstelik
birbirinizin yarasıyken işte o kadar uzak yerlerden olacak o adam o kadar iyi biriyken tüm yıldızları sana doğacak, uykusunda beyaz bir illizyon- uyandığında şiirle...
Hep yağmurun yağdığı yerde ol
Gece olunca üşürsün Azize
ziftle reçineyle boyanmış bir şal göderiyorum sana
Kendini sulardan çıkarabilir misin
kuyunun içindeki sulardan söz ederken
Yaşama ad verme zamanı diye
gecikmeli de olsa
ben bulutları kast ettim yanlış anlama
ama buz anlaşıldı
Aredba’nın üşümesinden
Üzerinde ismin olan dünya alacaktım sana
keşke o kadar param olsaydı
en azından bir kıta şiir sığacak kadar büyük
Her acının bir hacmi olmalı
ağlama gücünü hesaplarken
asla bölünmeyen
reçineye karıştırılmış zift gibi
Tanrı olmak için yalvarsa da çook eski masallar
Ateşten arzmış
elimi yakan cehennem
şimdi buharlaşma zamanı
tanrı gelmeden
Ve sonra
kaostan eritilen ruh
kendi gövdemizi yerken
i s t i l a
CÇ_
5.0
100% (9)