SONRA KÜSERİM ŞİİRLERE...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Habis bir düş kundaklandı dün gece… Boyutsuzluğun minvalinde köpürdü deniz Boğazım düğüm düğüm Eteklerim eksik. Zaman boca ediyor zimmetli geçmişimi Sonrasına sır ekliyorum günbegün Talaşlar dökülüyor ölü ağaçtan Uyumaya daha bin sene var Uyku bozuntusu saplantılar Göğün makberi işte Her şahit kelimeyi darağacında sallandırma istemim… Engel oluyor Tanrı. Kucağımda sebze zerzevat Ben bir düş kabzımalıyım. Göğün titrek bulutlarında Sayısız kavşak Kudurmuş köpeklerin dişlerinden alın şiirlerimi. Kanatları koptu şimdi de. Ayyuka çıkan iç sesimde Tutuklu hüzün: Basamakları da kayıp şiirin. Gelin misali süzülen mısralarda Kâh beyaz kâh siyah duvaklar Titreşen rüzgârla Sönük içimdeki coşku Soylu olsa da unutulmuşluğum Zehir zemberek kıblemdeki ateşi söndürüyorum Sözüm ona. Yanmayan ne kaldıysa geriye Aldanmışlığım ve sürgün benliğim; Vebali yürekten kayan Zanlı mısralar gün ve gece. Soyut bir gölge olsam ne çare? Soysam soğana çevrilsem imge imge Kayıpların sökük dikişlerinde, Zemheri benzeri zalim soğuk Karla kaplıyım işte Ben ki beyhude bir tepe Yazın ortasında kar manzaralı yüreğim Fıtratın ıskalandığı tüm hecelerde Adımı unutan imbat İçimdeki isyana inat Sözden ırak bir günüm ben Kelimelerin tükendiği izafi bir eksen Sondum solacaktım madem Gülen yüzümde hep mi donuk bir ikilem? Yarım ağız mutluluk Fasılası hüzne tamamlanan şımarık bir hıçkırık: Demden kaçtım dertlendim Derdimle yer göğü mimledim mimleyeli Ört bas ettiğim çetrefilli hikâyeleri evrenin. Hayat teyakkuzda, Nispet yaparcasına ölü güvercinlere Çatık kaşlarını indiriyor zamansız gidişler. Aşkı buyur ediyor her bir gonca Sivri dilinde beşerin Nadasa alınmış hoşgörü bir de Eften püften bir makas telaşın iziyle Yanan bir gölgede Kesmek mi budamak mı aşkı? Usul bir aşkı dillendiren çelimsiz heceler… Doğurgan hüzünden yana gözlerim Örselediğim cahil yüreğim Közünde saklı belki şiir dünün Dün dediğin zamanın gözden çıkardığı Bir yetim dize adeta: Anaç yüreğinde şiirlerin… Düşe yatırdığım, kem gözlerden uzak Kalmak adına çırpınışlarım Sefil hikâyemden bile kopuk satırlarım Nida yüklü her sefil gün Uyduruk olsa olsa Mutluluğun inandırıcı olmayan silueti. Seken kurşunlardan çaldım ben bu şiiri Ölümden kurtardım Bastım bağrıma Terbiye olduğum cihanda Derviş misali dönendim içimdeki eksende Kâh bir semazen Kâh sitemleri tövbeye bulayan bir nefer Aykırı olsa bile hislerim Sevgide asla tutumlu değilim. Bir sancıyı dillendirebilirim mesela: Ömrü yalayan şiirlere küserim sonra ve gelir gerisi. Şehri öldürebilirim düşlerimde Efsuni düşlerime alıntılar gizlerim Kalıntılarında dünün Ben ki aşkın mimarı bir şiirde Boydan boya yatabilirim Kendimce şehla bir bakışta; Hakkaniyet adına Yana yakıla savurduğum nidalarda Çalıntı bir sevinci alırım mahremime. Matemimi demlendirip Metazori bir öğe olurum yazmadığım hangi Dil ise. Garipsenen fıtratım Oysaki ben sadece bir oyuncağım: İçimdeki seyis Çapalarken aklımı Kör kütük sarhoş olduğum içmediğim dehlizlerde İçin için dertlenirim Sezdirmeden kimseye: Kimselerin nezdinde Hiçliğimi sonlandırırım aklım sıra. Hâsıl olan değil Kayıp nirengi noktası. Yalan da değil hani: Ne şair olduğum ne yalandan tutuştuğum. Kundaklanan hep mi duygularım? Kuytularda gezinen öznemi gizlemeden Emir kiplerine düşen yolunda Şiirle izdivacım nasıl ki; Aşkın dilinde bir rahle Soyarım tüm düşlerimi Varsıl bir gölgede büyütürüm dertlerimi Dahası da var: Misal: Büyümeyi ben dilemedim. Gözümde büyüttüğüm kimseden de Dilenmedim ne sevgiyi ne merhameti Tek muhatabım: Önce Allah sonra evren Kimsesizliğin kayıtlarında Asla da geçmeyecekken ad’ım Sondan başa adımladığım hangi köprü ise Mahşerde yanmadan önce. |
Kıymetli değerleri bizlere hatırlatan yüreği kutlarım...
Şiirin sesi hiç susmasın...
............................................. Saygı ve selamlar..