GÖĞÜN SİTEMİ...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Muteber bir sonun sevdalısıyım, Yongasını yüreğin sonlandıran bir acının da En yakın tanığı. Huzura maya çaldım dün gece Şiirin kaçıydı ki? Dünden mütevellit bir iklimde Kazan kaldıran ruhumun naşıydı aslında İçlendiğime dair bir beka sunduğum Fermanını ömrün dize dize savurduğum. Makberin acısını duyup da geldim yanına Sonramı unuttum Çıkarın beni kayıtlardan, Demenin mealiydi içimde aksayan sarnıç Bir duanın indinde Göğe baktım sakilce utanırken kendimden Çözemediğim şifremle dondum kaldım işte Elemin kareköküne gömdüm acıyı Acı dedimse de adlandırmayın sakın ha İçimdeki yarayı. Altı üstü etten kemikten bir fani Lakin içimdeki hücreler Yüreğime diktiğim surelerde saklı ve kayıtlı Elden geldiğince tabii hem sevmeye meyyal Eksenimde Sevmeden yaşamam nasıl ki aykırı doğama. Sonramı da güncelledim seher vakti: Oysa ne uyumuştum ne de uyanık: Arafta bir sarkaç Gidip gelirim gözü pek. Aklım sizlere ömür Tentesinde şiirin Yastık yaptığım imgeler Nasıl da ısıtır ruhumu. Sonramı diledim Tanrıdan: İstediğim değildi aslında Son duam: Gömdüğüm kamberleri Nasıl ki yapmıştım baş tacı. Bir düğündüm ben Belki gün yüzü görmemiş bir çocuk gelin. Bir düğümdüm ben İçimdeki iplere takılı bedenim Sallandırdığım düşlerdi aslında Kursağımda kalan Umudun değil Afakanların bastığı bir ağaç dibi. Oysaki sonlanmıştım dün gece: Dün ise günümü öldürüp Aşkımı haykırmıştım satırlara. Hangi aşk? Hangi yara? Hangi ara düşmüştüm ben bu tuzağa? Ne mutlu ki; Ölmeden gün yüzüyle sevdim kendimce Uzaklardan dua yolladığım Yaşamadığım mutluluk hatırına. Hatırlamıyorum sonrasını: Andıklarımla değil Ah ettiğime içimdeki yangını Armağan ediyorum madem Bir de sus pus geçen evrende Saklı izafi yarıma… Hani bulup buluşturduğum şunca şiir Aslında içimdeki çocuktan aşırdığım Aşk döngüsünde Muhalif bir Leyla. Uzaktan sarıldığım Uzun uzadıya sevip Dillendirmeye dahi kıyamazken… Saklımda gizliyim; Gizimde hep densiz bir şifreyim Mutluluğun göğe tanıklığında Gök özürlü yalanlardan uzak Dinlemeye aldığım iç sesin Huzura dönük yüzünde kelimelerin Sevdiğim kadar mutluyum. Şiir dilinde bir kareyim İçimdeki üçgenleri yıktığım Acıları açılarla eşleştirdiğim Hangi zümreyse yüzü kötüye dönük Varsın kalayım ben bir başıma. Dönendiğim evrenin En münferit ve cimri cümlesi; Tek kelimeden ibaret bir dua Sadece O’nun tanıklığında. G/öğün sitemi Aralıklı düşüşlerin yenilgisi… Tohum atılası düşlerin tesellisi yine Yorgun zamanların teyidi. Bir acıda saklı genişlik Bir de lal sukutun surelerinde Gıyabında ömrün derinlerde vuku bulan… Soytarı bir sitem Namert gölgelerden yansıyan Bir edimde oturup arpacık kumrusu gibi Dünü ne amaçla yâd eden… Hayli yırtıcı bir kuş misali Paralel koğuşlarda müebbet yiyen Özlemlerin çocuksu sevinçleri İzahı olsa keşke adabın Bazen koyuverdiğimiz yorgun yılların Sus payı verilen her söylemde Ansızın yaptığımız o satır başı: Ne kudretin ne yenilginin Olsa keşke tek bir sureti. Öğün arası acıkan nefsin Derbeder vazgeçişlerin İndinde rahmetin… Ne gam oysa! Yalandan seven yarenin küskün temsili Zamandan ırak düşlerde Mekân özürlü hayallerde Vaka değil vakit kaybı çoğu zaman Sevip arkası gelmeyen Bu denli yorgun bedellerin. Kayıp olsa da umut Saklı kanatlarında Ölümü gözleyen yaşlı bir kuş gibi… Kazanım babında bir bir kürediğimiz hüznün Meali hep mi yarından yana temenni? Hani olur da yarası iyi olur, dercesine Öpüp başımıza koyduğum rahmetin Hücrelerimize sirayet eden kutsallığın dirayeti Adeta bir heves Azımsanmayacak bir nefes Olmadık gölgelerde Sahiplendiğimiz yüreğin tecelli bulduğu Her hikâyede. Yalarken evren göğün bulutlarını Kaybolan eğrilerde Yürümek başı dik bir güvercinden nasiplendiğimiz O yaşama içgüdüsü. Yırtık yakasında yenilginin Adeta bir broş içimizdeki hezimet Ve apansız açan güneşin hicvinde Yeniden doğmak kadar asil bir tepki Ağzımızdan çıkan her hece. Hele ki sukutun dibine vurmuşken Dünyaya geldik geleli Ve gitmeden son bir kez: Seni sevdim, diyebilmek Ne uğruna neydi kim bilir Dokunmayan ruhuma? Son bir gayret Garipsenen doğasında fani yüreğin Sonsuzu ekmek içindeki bahçeye. |
berhudar ol