Lal Cellattelaşlı bir yolu adımlıyorum usulca caddeler sararmış yaprakları almış koynuna bir sokağın karşısına geçmeye çalışıyorum alabildiğine sahipsiz bir yorgunluk içindeyim bir taraftan ürkek çocuk sesleri bir taraftan soğuk bir yalnızlık beynimin her zerresine yerleşmiş yaşamak yaşamak kadar ölmek de bedenimi zaptetmiş daha gidecek onca yol varken daha yolun en başındaydım kasırgayla fırtına karışımı bir havada dünyanın en güzel çiçeğine su taşıyordum uçurtmaların gökyüzünde kaybolduğu mavi bir bulutun elinden tutmaya çalışıyordum sonra esmer yüzlü bir çocuk ağlaması esmer yüzlü bir çocuk çaresizliği içindeydim avuçlarıma sığmayan öfke nefes alışımla boğuyordu beni bir şiirin sığdığı kadar yer arıyordum kendime karanlık ve soğuk olması uzak ve ıssız olması önemli değildi bir şiir kadar yer olsun yeterdi yüreğimi avuçlarına bırakacağım kadar bir şiir kimse mutluluğun ne kadar uzakta olduğunu bilemez herkes hem mutluluğu yaşar, hemde mutsuzluğu çoğu zaman insanlar mutsuzluğu daha çok sever çünkü mutluluk yalan gelir o insanlara ve sonra aşkın yok olduğu bir dünyaya göç ediyor herkes telaşlı bir yolu adımlıyorum usulca bizi hangi şiir paklar bilmiyorum hangi şiir saklar koynunda ceplerimde özlemler biriktiriyorum belki bir gün esmer yüzlü çocuklarla saklambaç oynarım oysa kalbim sende yaşıyordu ben sadece hamallığını yapıyordum lal bir cellat karşımda yüreğimi ipe çekmeye hazırlanıyor ibrahim dalkılıç 12.10.2018 17.40 izmir |