BENİM GÜLÜMHasrete kol olsaydım seni nasıl sarardım Hüznü taputa koyar kefenine belerdim Yorgun topuklarımı ortasından delerdim Sırtında gül taşıyan devriş gibi arardım Hasrete kol olsaydım seni böyle sarardım Agyar da yol olsaydım sana nasıl gelirdim Tozu toprağı eler yerle yeksan ederdim Şimşek gibi patlayıp yağmur gibi inerdim Mekanın sahibini ben çok iyi bilirdim Agyar da yol olsaydım sana böyle gelirdim Taşlarda sel olsaydım sana nasıl Çağlardım Yar yar diye haykırıp ummanlara akardım Umut çiçeklerini yaprak yaprak yıkardım Ben gibi yanmış olan denizleri dağlardım Taşlarda sel olsaydım sana böyle Çağlardım İrem de gül olsaydım sana nasıl açardım Allara boyanırdım lalelerin ardında Belki susuz yanardım şelalerin ardında Dalda tomurcuklanıp sevincimden uçardım İrem de gül olsaydım sana böyle açardım Cezvede fal olsaydım sana nasıl çıkardım Fincanın tam üstünde şahlanan at olurdum Celali uykularda gelir murat olurdum Kuş kanadında gelen mektupları yakardım Cezvede fal olsaydım sa böyle çıkardım Ezgide dil olsaydım seni nasıl söylerdim Tüm yanık türküleri ugruna feda edip Sonra bir kelebeğin kanatlarına binip Bir sazın perdesinde agıtları demlerdim Ezgide dil olsaydım seni böyle söylerdim Meltemde yel olsaydım sana nasıl eserdim Ulurdum kayaların üzerinden geçerken Aşk yanar kavrulurdu dudağından içerken Sana inat açılmış Zambakları keserdim Meltemde yel olsaydım sana böyle eserdim. HARUN YILDIRIM |
Kalemin susmasın
________________________Selamlar