envanterden aşk halleri...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Sahibine seslenen-nihayete eren hayat kihayesi...
seninle bir gün lunaparka gidelim
çocuk olalım yeniden elmalı şeker alalım ama horoz/lusu da olsun. hele o pamuk şekerler, kos helvanın tadı bambaşka olur orada ben sana oyuncak ayıcık kazanayım, sen önce bana sonra ona ama ayıcığa fazla sarılma kıskanırım haa… sonra sahile gidelim seninle denize.. huzura.. oturalım yan yana benim bir yanım sana senin bir yanın bana hiç konuşmayalım konuşmadan çok şey anlayalım gözlerimizle ellerimizle birbirine değen dizlerimizle anlatalım hani o gün batımının sıcak kokusu hazzı var ya zerk/edelim ciğerlerimize taze iyot kokusuyla beraber deniz hep huzur vermiştir bana. sonra gözlerime bak çaktırmadan, yada çaktır!! şöyle dik dik bak içine içine içini oyarcasına içine kendini koyarcasına bak. usuldan tut elimi parmaklarını teker teker kenetle parmaklarıma sonra iyice sık elimi sık ki hücum etsin tüm kanım parmak uçlarıma. sonra omzuma koy başını saçın gözlerime uçuşsun hafif esen rüzgarla ben; elinde olmayan elimle tutup öpeyim onları her teli ayrı öpeyim, ayrı seveyim her bukleyi çocukluğuma götür beni bluğ çağındaki taze liseli sevgililer gibi olalım artık acı olmasın olmasın ayrılık haya diye diye kısıtlamayalım yaşanacakları ben sen olayım sende ben… |