Yaşlılıkta GELECEK
Bizimde ellerimiz öpülecek
Bir gün Bir gün yaklaşacak o saatler Tüm vücudumuz hücum edecek tenimize Dokunan yumuşaklığına aldanacak Bir gün Gelecek o sahne Damarlarımız Kanımız Canı mız!!! Eskiyecek Altınlar değecek boş dudaklarımıza Hükmediyormuşuz paraya Gömülmüşüz avucu bol gönlü boş Dünyanın sahtekar yalancısına Saçımız Akları vuracak yüze bir daha Yaşlandın insan Derken çocuk sevinci kopacak Bir sur sesi sanacak önce Dünya halâ ayakta Sol yüzük parmağımızda bir demir parçası Tek bakıp hatırlayacağın hatıran olacak Unutacaksın yavaş yavaş Ölüm yaklaşacak Düşüneceksin kurumuş dudakları Aç susuz birikmiş bir etrafta Konuşamayan dili düşüneceksin Unutacaksın anlatmayı geçmişi Gelmeyecek mazinin Tertemiz nesli Parmaklarımız Tutmayacak bir yaşlının elini Gence verecek Oğulları öpülmeden veremez o eller Gelin edemez değmeyen elleri Göz altıdaki geceler Nur dolu alın avutacak o geceleri Sabah oldu diyecek Gözlerindeki iman sevgisi Ara ara saplanan bıçak sesi Kalbe Ölümü çağrıştırır gibi Çocukluğuna bağırıyor yaşlının Bağırık ve berbat sesi Ayaklarda kemik çıkacak Gençliğin ökçeli cilvesi Yakacak canı o an Atılan havanın yaşlılığa vuran topuk sesi Çizgili alın Kol Bacak Göz Çilli burun Çürümüş tırnak Ağlayan göz Ölüm yaklaşıyor sanki Kıskaç tüketiyor kum taneli günlerimizi Yağmur yağıyor Toprak altı Bir tabut sesi. |