Baharın Gelmesini Bekliyorum
işlek bir kaldırımda yürüyorum
bir başıma, bir de sen varsın elinden tutuyorum rüzgardan dağılan saçlarınla konuşur gibiyim belki gökyüzü karanlık ama toprağa düşen bir yağmur damlası gibiydin elime bereket katıyordun yüreğime su yüzüme gülümseyen çocukları bazen ölümü anımsatan gölgemle yürüyorum yanımdasın ama hiç yoksun gibi hiç yaşamamış gibiydim sanki dağların ardına gizlenmiş bir mutluluğu arıyordum sırtımdan vuruluyordum omzumda dalından düşen bir yaprağın sessizliği vardı bense hangi duvara sırtımı yaslayacağımı bilmiyordum bir şeyleri anımsar gibiydim ama anımsadığım hiçbir şey yoktu kendimi en çok kendimden uzaklaşırken seviyordum kendi kendime sustuğum zamanları da küsüp bir çocuk gibi dudaklarımı büktüğüm zaman daha çok bazen en eski şarkıları dinlerim kendime en yakın olanıyla kadeh tokuştururum sonra özgür mü, tutsak mı olduğumu düşünürüm öfkesine yenik düşmüş bir deniz dalgası gibiyim sustukça sarhoş oluyordum yüreğim taş gibi katılaşmış bir kapı açılıp bir kapı üstüme kapanıyor sanki göz açıp kapayıncaya kadar geçen bir ömür gibiyim korkuyla cesaret arasında gidip geliyorum sonra savaş sonrası söylenen bir şarkı gibi kırılmış bir yürekle bakıyorum etrafıma kendime bir yalnızlık borçluydum yalnızlığımı seni düşünerek bozuyordum ve içimdeki yalnızlıkla kocaman bir özlemek kurdum kendime kırılgan bir yürekte illegal bir sevdayı saklıyordum hem yaşamak kadar yakınım sana hemde ölmek kadar ama sevmek kadar özlüyorum seni ve soğuk bir duvarın karşısına geçip hangimiz daha çok üşüdük diye sordum içimdeki boşluktan kurtulup ilk senin boynuna sarılacağım belki o zaman üşümez yüreğim kırık bir kalple baharın gelmesini bekliyorum ibrahim dalkılıç 21.09.2018 21.00 izmir |