İŞTE
Ben kendi yaşımı siliyorum da;
Çile dersin sabır dersin çok işte… Gün yirmidört saat biliyorum da; Gece dersin gündüz dersin yok işte… Gelince üstüste gelir mendebur; Gözyaşım kirpikte bekleyen tabur; Aynada gördüğüm bulunan kusur; Umut dersin neş’e dersin yok işte… Bildiğin şarkıyı uzaktan duymak; Boşalmış hicrana hüsranı koymak; Zor değil aslında şeytana uymak; Derman dersin çare dersin yok işte… Dokunsa birine parmak uçlarım; Aklını yitirir bütün suçlarım; Şu temmuz ortası buz avuçlarım; Tutan dersin saran dersin yok işte… Kimseler anlamaz şu ahvalimi; Felek dersen kırıp, attı dalımı; Arz etmek istesem berbat halimi; Kalem dersin kâğıt dersin yok işte… Nasıl deme parçalandım, dağıldım; Gün görmemiş acılara eğildim; Biliyorum böyle huysuz değildim; Canan dersin yaren dersin yok işte… Saklanmazı yıllar yılı sakladım; Belki diye kaç sokağı yokladım; Bir karanlık kuyularda bekledim; Güneş dersin mehtap dersin yok işte… Ali ALTINLI – 08.09.2018 Saat: 23:53 |