Gökyüzü bir pusula
uzaklarda bir kadın
maviyi ağlıyor yağmurları titreten eşsiz bir sancıyla ağlıyor mevsimlerin köklerine düşüyor saçlarından kopan cemreler güneşin kızı sıçrayıp ay kardeşini öldürmüş gibi bağrında gökyüzünün barış ağlıyor umuda dair her şey şairlerin sancılarında çocukların hayallerinde yıkanıyor okul çantalarında kalem uçlarında kelebekleşen o temiz masallar sonra kirleniyor bir hesap makinasının ekranında uzaklarda bir kadın umudu ağlıyor duyuyor musun içini ezen yolları sesinde kırlangıç yarası boynunda leylak cenazesi görüyor musun gözlerinde mimoza renginde açan hasreti gökyüzü bir pusula diyor penceresine konan güvercin kanatlarıyla topluyor dalgın bakışlarını topla âsi nehirleri andıran dağınık saçlarını diyor gökyüzü ağlıyor fısıldıyor ayna gölgesine sarılarak şişelere doldur elmas gözyaşlarını içir kalbinin topraklarına sonra ruhunun denizlerinde boğularak öl! orada tekrar yeşerecek umut ve tekrar dirileceksin doğrulacaksın bir gün kalbinin mezarlarından... ✒T.Y. |