BİR DÜŞ...Efsuni bir düş olabilirim Kininden, ırkından ayrı düşmüş Bir düş… Beyazın tutsağına dönük yüzü Aykırılığın hikmeti olsa olsa Kirli ellerimin teri Alnımın akıyla sahiplendiğim bir aşk. Mecazi bir fıkra olabilirim İçinde saklı niyazı Mizacı ile uyumlu bir hadise Görünmezin semazen hitabı Aykırı iklimlere düşüp de yolu Zaman dahi tahliyesine onay vermediği Kısa soluklu bir kelam. Ayrık otu her meal Amansız varlık gözün laneti Belki miski amber Şefkatli sıcaklığında duyumsadığım Karaya hicap yüklü Beyaza hep yanık hep sevdalı Pembe mavi göğün tanıklığında O kırlangıç sürüsü: Aslında aşkın peşine takılı Anıp da öznesini yorgunluğun Kibar bir methiye. Uzun soluklu ömrün Kısa molalarına haiz bir gölge kadar da Firari; İşin bakalım nereye varacak sonu, Diyenlere kinaye Yüzümde her an yanıp sönen Terennüm yüklü Ömrün dünkü bakiyesi Kazanım babında her yenilgi Dirilip koyulmak yola Hiçbir şey olmamış gibi. Haznemde yangın, Fıtratım pek bir yaman. Sağım solum kelebek yüklü künyem Şifresi muğlâk her günü Saklarken düne. Hamdın ilahi varlığı; Varlığın saklı duası; Duaların pervazında biteviye Körükleyen inancımı Yürekteki saklı tevazu Görmekse aslını aşkın Gömmekse acıları yarına yakın bir zaman Düştüm düşeli düşlerin bağrından Kim tutup yakalar içimdeki Kırgın, aşka müptela çocuğu? Hanimden çıkıp yola Hangimle düştüğüm müşkül; Kiminle farz oldum sevmeye ömrü Kimsesizliğimin cemali Her hüküm, her sürüm, her cürüm Kalıpsız bir söylem Nasırlı özlemlerde yüklü metanet Kıstas yüklü cümlelerden medet Ummaksa Şiirin titri. Bir dem vakti ölmeli Şiir olmadan Şiir niyetine aşkı Saklı tutmalı Hizasında ömrün Hulasası arz ettiğim Sadece Hakkın indinde Bir satırım Yaşamakla tensiye ettiğim mutluluğu. |