BEN ŞİİRLE DOYDUM, ANNE...Atıl damarında kalbin imgeler dolanıyor Şiirin ayaklarına. Balyalarca hüznü tabutlayan lanet benzeri O ihlal Kimi düş pazarı Kimi soytarı Oysaki her biri asil ve ayrıcalıklı Tıpkı çaya attığım şekerin Kıtlamasına eşlik eden O derin iç çekiş Ya da az şekerli bir kahve Düşlerin bir bir d/evrildiği. Şimdisini kundaklayan yangın Yarının buğusuna yokluk katan Deli ve taşkın ihtiyar. Her tümce bağımsız birbirinden oysa Varlık kadar hiçliğin hicvine Tanık tutulan Şühedası belki de şiirden ve kadından Arda kalan son ihtar. Kana kana içip Sersemce kandığımız mı tek yalan? Örtüşmeyen bunca gerçekle Düş çukuruna tıkılası Bayat bir poğaça: Adı bende saklı hani: Günün birinde Sırtımı sıvazlayan onca bakir hatıra Bir kalibre dahi etmez iken Aklımı köle ettiğim İşkembe çorbası adeta şiirlerin Derin derin iç geçirdiği. Hadi doğra dününü şiir niyetine Ve kaşıkla İç içebildiğin kadar. Ben şiirle doydum anne: Küfelik olsam bile Yorgunluğumu asla tahliye etmem, Diyebilmek mi meziyet? Ya da ufkunda batan gemilerle Karadeniz’dekilerden bile tehlikeli Eğer ki hayallerin battıysa Ansızın en dibe. Şakıyan hicvinde bülbülün Eğreti bir gülümseme babında Kilitlendiğim Hangi şiirse. Hadi, tutunalım ipine kara göğün Dalalım her birimiz en dibine Volta atan fırtınaların fıtratına Akla ziyan olsa bile içimizdeki her imge Ve bağırırken; Şiir, şiir diye diye… |