SESE DEĞEN YAŞAM
anaç dalları kesilmiş
bakire bir günün yüzündedir doğurganlık ilmine vakıf olan şafak sabırsızlık itkisiyle canlanır şekillerin ten rengiyle boğuşan aydınlık uzağın uzanabileceği bir yerin keşfidir kendini ölü yatağından kaldıran uyanış göçebeliğini unutmuştur bende yitirmişliğin tüm mevsimleri yayı kopmuş bir mancınığa yükleniyor içimde biriken insan gidişleri tutmak kaybetmektir durmayan zamanı fotoğraflarda öldürmek gibi sırrına göz değmiş çiçekler solgundur bereketi kaçmış şiirlerde anın oyulan gövdesinde çırpınış isyana hazırlanan bir baharın son dalında patlayan çiçektir usta yalnızların iç seslerine sığmayan haykırış dipsiz kuyuları doyurmaya çalışan korku ten boyu süren bir habersiz kış gözümün akına yurt kurmuş pusatsız bir dağ tenhalığı adını kitaplarda unutturan anış şiirden kalma bir ayak izi göz bebeğimin karasına dökülen bir yoksunluğu ıslatıyor yağmur elleri yüzünde bir kentin düne çevrilmiş gözlerinde bulmak fiilinin içindedir artık aşka dair ne varsa olumlu olumsuz filiz veren ve kurumuş kendini kaybetmeyen bir direniş göğe ağıp bulut olma makamında aklımın beyaz gölgesi kalemimden hayata değen meraklı gür bir sesleniş 05/08/2018 ali rıfat arku istanbul |