0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
724
Okunma
bin mevsim ağacının altında
kuşlarla sek sek oynadım
çocuklar dallara konmuştu
rüzgarı sallıyorlardı tekerlemelerle
aynı göğün yanında
çeyrek ayak toprağa basıp
durmadan zıpladım
kızdım darağacına çiçek asanlara
ve öylece sustum yıllarca
bir kelimeye hasret geçti günlerim
nasıl susmuşsam
konuşunca kendi sesimden irkildim
sonra bırakıp umutsuzluğu kapıda
ayakkabılarımın yanına
kendi insanlığımın kıyılarına uzandım
ellerimi toprağa çevirip
oturup hesaplamadım
kaça ayrılır içimde sular
ve kaçı geçer aşkın topraklarından
çöl diye unuttuğum yerinde
neler gizlenir ayaklarımdan
gün ışığını mayalayan gözlerin var senin
bakışların bir çilingir
hayatın paslı kilidini açan
ne varsa bende aşka ve güzelliğe dair
hepsi de seninle ilgilidir
aşka sığındım ellerimi bırakıp
hayat güney cepheli
avlusu sükunete açılan bir hane değil
kendi iç savaşımdan kalma yaraları sarıp
sana vardım
küçük adımlarımda
büyük depremler atlatıp
bir bulmuşluğun içinde kaybettim
bütün topladıklarımı
ses ki güne değer
yaşam olur
suskuyu geçip
bir akışın ortasında
sana tutunup
akıntıya karşı yaşamak
aşktır
delil istemez
04/08/2018
ali rıfat arku
istanbul
5.0
100% (5)