Kanadı Kırım Kuşum-2
Kanadı Kırım Kuşum-2
Sakarya Türküsünde şair soruyordu ya, Bin bir başlı kartalı nasıl taşır kanarya? Yıllardır omuzuna üstlendiği bunca yük, Öylesine ağır ki, cüssesinden de büyük. Buna rağmen yüklenmiş, dememiş ki bana ne, Bu yükten kaçmak için aramamış bahane. Çünkü bir yüreği var, göğsünde çarpıp duran, Özgürce uçmak için, çırpınıp kanat vuran. Ona göre özgürlük, sorumluluk bilmektir, Nefse tutsak eyleyen bencilliği silmektir. Sevinçleri ve hüznü, paylaşmaksa erdemdir, Bu hasletten yoksunluk, varlık değil âdemdir. Sen-ben yoktur aslında, biz birlikte bizizdir, Ayrı gayrı olsak da, gönüllerde birizdir. Sen varsan ben de varım, ben varsam sen de varsın, Kaçarsan söyle nasıl aynalara bakarsın? Karşında duran suret, etmez mi sana sual, Sormaz mı nedir diye, utanç verici bu hal? … Kanadı kırık kuşum, böylesine rikkatli, Yüreği taş kesmemiş, merhametli şefkatli. Koşturup çırpınmayı görmez asla angarya, Öyleyse kartallardan küçük müdür kanarya? |