Asıl Güzellik
Beni meftun eyleyen bakışları değildir,
Ak teninde benlerden nakışları değildir. Kumral sarı tellerin hayranı olsam bile, Sevdaya duçar kılan o saçları değildir. Şiirlerde yazsam da, hepsi birer metafor, Hecelerden kurulmuş, kullanışlı bir dekor! Kahverengi gözleri ışıyan güneşse de, Hele ki mah cemali, gökte aya eşse de, Elbette bu güzeli, göz görür beğenir de, Âşık mı olur gönül, gül ile benzeşse de? Sorsanıza bir kere, bağrı yanık bülbüle, Onca çiçek dururken, niçin vuruldu güle? Çağlayan pınar gibi, tatlı dili varsa da, Ab-ı hayat misali muhabbeti sarsa da, Cemreler düşer miydi, üşüyen yüreğime, Sımsıcak gülüşüyle hülyalara karsa da? Mecnun ne görmüştü ki, Leyla dedi de durdu, Hangi serap uğruna, kendini çöle vurdu? Sanmayın ki güzellik, bunların cem halidir, Kerem’i yakan ateş, Aslı’nın cemalidir! Hepsi gelip geçici, asıl değil talidir, Ruh güzelliği var ya, tüm bunlardan alidir, Güzellik dediğimiz, endam mıdır, naz mıdır? Sevda denilen duygu, geçici bir haz mıdır? Gayet denge içinde, hem tevazu hem vakar, Kadir kıymet bilmekte fazlasıyla vefakâr, Tertemiz fıtratıyla ne kadar uysalsa da, Zulüm ve haksızlıklar karşısında isyankâr. İşte böyle bir güzel beni meftun eyledi, Aklımı baştan aldı, sanki efsun eyledi. |
Görünenden öte görünmeyene vurulmak.
Gözün gördüğüyle değil, gönülün hissettiğiyle buluşmak..
Muhteşemdi..
Tebrik ederim kaleminizi..