MEVSİM ŞİİRE DÖNDÜĞÜ ZAMANtaşla yoğurdum umudu koyup taşı taşın üstüne hasreti kağıttan bir kayığa yükleyip yıldızsız bir gecede gönderdim yarına ulaşırsa sana aşkı anlatır anlar mısın bilmem sevgilim damarlarımda dolaşan umuda yenik düştüm çocukluk heyacanını aşkla devşirdim o demden beridir tabelalarında kuş dinlendiren şehirleri sevdim şehri insan eliyle kuşatan sarmaşıkları bir şiir asiliğince kendimden bildim ayraçlarında hüzün saklayan kitaplarıma benzediği için demli yalnızlıklarımdan süzme şiirler doğurdu ömrüm koşarak yetişirim sandım kırlangıçlara öylece duraksadım gökyüzünün bittiği yerde geçti gitti acıları milyonla çarpıp yüreğime gün batımları eken rüzgar kollarıma dokunarak nere saklansam tanıyacak umut beni kül dökülecek yüreğimden suyun içtiği yollarda kaybolsam nehirler bulanacak apansız suya emanet girdaplar görecek içimde bin yıldır dolanan şiirleri ellerinin coğrafyasını ezbere bilirim günün her saatinde çıkıp gelirim hüzünlü bir şiirden ellerimi sallayarak yetişirim gülümseme vaktine bütün çiçek adlarının geçtiği uzun bir cümleyi kulağına fısıldarım gözlerinin yarınına bakarak mevsim şiire döndüğü zaman 09/07/2018 ali rıfat arku antakya |
kükrediği bir zamanda kaleme alınmış
çok değerli çok başarılı çalışma zevkle
okudum kutlarım