MÜHÜRLÜ VAKİTLERDE ÖZLEMİNE LADES
Özlemin yalazı vurunca derinlere
Ve sükût gece mavisine bulanınca, Yediveren feyziyle sarılıp yokluğuna, İvedi sözcükler sıralanırmış. Oysa; ’’Özledim’’ demek en kolay yanıymış anlatabilmenin. Evirip çevirmeden. Şimdi ben, Özledim desem; Somutlanır düşer mi toprağına cemrelerim ? Süreyya’nın şavkı vurur mu, Ayazı çalan mermerine gece gece ? Desem ki; Damarlarım raksını unuttu unutacak Ve dizgini tutmuyor kahrolası gözlerimin ! Sürüyor kendini bir fotoğrafın en izbe yerine Ha boğuldu, ha boğulacak ! Desem ki; Mutedil olsa duyguların semahı Ve hiç biri ağırlığını bu kadar hissettirmese. Sonra, bir selenle irkilsem mesela ’’Bu vakit, kavuşma vaktidir’’ dese. Desem ki; Masal kitaplarımın kahramanı, çık gel ! Bu defa ben veririm Azrail’e günahkâr canımı Ve içinde güllerimi kurutmadan okurum tüm sayfalarını. Gam yerine can sefası sürdüm desem, Mesela, kirpiğime asılmadı buğusu bakışlarının. Desem ki; iyiyim. Desem ki;özlem de ne ? İnanır mısın, Sahi inanır mısın sevgili ? İnanmazsın değil mi ? Her cümlesi sinemde al yakuti iz bırakan, Haresinde kaybolduğum mütebessim gamzeli Ve zerrece anılmadık olmayanım ! İnanmazsın. Desem ki, gel ! Mağrip’te olsan tutunur beyaz bir kısrağın yelesine, Gelirdin. Sıcacık bedeniyle kim dönmüyor ki geri ? Gelirdin be sevgili, gelirdin ! Böyle yutarak sözlerini Ve kıpırdatmadan gözlerini ahşap çerçevede, İliklerime kadar dondurmazdın değil mi ? Ah sevgili ! Özleminin yalazı vurunca derinlere Ve sükût gece mavisine bulanınca, Yediveren feyziyle sarılır yokluğuna, İvedi sözcükleri sıralamazdım işte! Sen bakma bana ! Benimki, mühürlü lacivert gecelerin Kinayeli umudu değil. Gelmeyeceğini bile bile avuçlayıp semayı, Yıldızları koparırkenki yenilgi, Özlemle tutuştuğum ilk ladesti sanki. Özlem Pala |