Ölümün Adı Eflatun
Esmer çakıl taşlarının yüreğimi hırpaladığı,
Yosun yeşilli gecelerin, Boran yemiş göğsünden, İnce ince dökülürken ipekten ak. Günah temizleten yağmurlar, Balya balya acıyı istifliyorum kalbime. Kalbim ki, Cehennemin kor ateşlerinden sıyrılmış, Bir tutam çarpıntı kütlesi. B/oynumda karanfil kokulu urgan, Saklı kalmış düşlerimi ifşa ediyor. Yaralarım kanıyor, Taşralı bir süvarinin namlusunda, Gül kokusu gelir her akşam alacasında. Böğürtlen toplar basma fistanlı kızlar, Ayak bileklerinde gümüş halhal, Güneş yanığı yüzlerinde incinmiş haysiyetleriyle, Karartılmış bir türküye eşlik eder dudakları. Yol boyu uzanan ağaçlara yoldaş olur, Esrik saçlarımı dalgalandıran rüzgâr. Ve kayısı sarılığındaki gökyüzü, Kusar yalnızlığı yüzümüze. Çarmıha gerilen bir gerillanın ahı yapışır kainata. Mor kaftanında kanlı kılıç darbeleri, Ve aşk büsbütün yontarken yüreğimi, Gidişinin adı kahpe olsun, Ölümün adı eflatun. |