Nafile ve SustalıNafile ergenlik döneminde de yeğni ve oynak durmadan gülen şaybıl ve cımbıldak saçları kumral gerdanı ak gamsız ve edalı bir kızdı kaç sözlüden kaç nişanlıdan ayrıldı eften püften sebeplerle Nafile düşmeden dile ne cevizler ne fındıklar ne bademler kırdı sonunda züppe birine vardı azgın ve arsız sırnaşık ve fıkırdak kısacık beyaz tenli güzel hem de dolgun dudaklı işveli canlı dipdiri ele gelir bir gelin oldu Nafile’nin züppe kocası briyantinle parlak saçları hep yapışık hep soldan ayrık önden arkaya taralı hep tıraşlı hep yılışık ince bıyıklarıyla çirkin ve kirli dişli ayyaş ve muhabbet düşkünü evindeki rakı sofralarına önüne gelen herkesi davet eden ahlakı zayıfça mezhebi geniş hep sarhoş ve kendinden geçmiş başkalarının koynunda titrerken Nafile sarhoş bedenlerine köle -ama mutlu verdiği hizmetten müşteriler ordan burdan köyden kentten- Nafile’nin züppe kocası kendinden geçmiş bile bile başkalarının koynundayken Nafile bilmem kaç kere kaç onursuzlukla kaçıncı yüzkaralığındayken ve esrar-içki âlemleri kovalarken birbirini usturalandı bıçaklandı dövüldü kurşunlandı ölmedi bir gün alkol komasındayken genç yaşta öldü Nafile orta malı kahpe karı her kelebeğe çiçek herkeslerin işvekârı el âlemin cilvekârı oldu Çıtırık adını aldı kasaba kasaba nam saldı en güzel oynayan en ateşli sevişen en kıvrak kıvıran en hızlı çeviren en havalı en ağıra satan kendini yeni yetmelerin düşlerinde gücü yetenlerin aşlarında zenginlerin hatırlıların belalıların işlerindeydi ne ocaklar söndürdü neleri kimleri aldı sattı kimleri aldattı ağızlarının suyunu akıta akıta anlattılar meclisinde bulunup çanağına bananlar ele avuca sığmaz anlı-şanlı yosma evler dükkânlar altun inci mücevherat “belirsiz dostlarının sayısı yer emmisi gök dayısı” bir saadet dönemi bir saltanat yaşadı çoğaldı ki çoğaldı Çıtırığı efsane sananlar anlattıkça anlattı dinleyenler anlattıkça arttı arttıkça anlatanlar ve yirmi sekiz senelik karısını -onun gibi cilveli değil diye- boşayıp Çıtırığa nikâh kıydı en son dostu Sustalı Mercet bu civarın en külhan en babayiğit adamı yarı belinde kalan bacak kadar karıya tövbe istiğfar edip Çıtırık -yenik düşmüş arına- beş vakit namazında ehli namus mahcup ve olgun oturaklı nine oldu Sustalının torunlarına. MGA Bir Zamanlar Bir Köy Masalı-S.27 |
selamlarımla