çocuksu bir kederAnnem , hep camın buğusuna yazardı incindiği ne varsa ve sessizce ağlardı geceler boyunca .. Bundandı belki inanırdım duvarlarında bir dili olduğuna ve inanırdım taşların da insanlar gibi sonradan katılaştığına.. Ve neden sonra Tanrının ellerinde ki merhametin azlığına inandım bu hayatta bir de kaderin değil , kadersizliğin payım olduğuna ..! Alıştım hayatın adıma sunduğu can kırıklarını onarmaya ve çocuk gözlerime düşen sonbaharlara .. Oysa ben çocukken ayrılığı hep oyun sanırdım aslında ayrılık en büyük acıymış insana anladım ve camın buğusuna yazı yazmanın o dayanılmaz sancısını .. sonra oturdum duvarların neden böylesine sessiz olduklarını anlamaya çalıştım ve taşların da bir kalbi olduğuna inanmaya başladım ve ben çocukluğumdan beri birtek ölümün gerçekliğine inandım ve bir de babamın giderken ardında bıraktığı gölgesine 9 mayıs 2018 |