ve..onun düşleri vardı senin düşüşlerin benim sensizliğim yokluğun derin ve eksik sessizliğim ki odaların nemi yasaklayan duvarlarında suskunluğumun aks ettiği yokuşlar her adımda nadasa bırakılan topraklar kadar. çatlıyor dudaklarım su-su-yo-rum sana/ sadece sana.. eridikçe buz tutmuş yanlarım aşka Nazım okuyor gibiyim derinin gözeneklerinden ruhunun müebbetlerine sızarken/ deniz ve kum tuz ve su iyot tadı var dudaklarında bulaşınca bana çapraz ölüyor fillerim.. toz kaçıyor saçıma ahh tarifi ne mümkün gül mevsiminden önce açan tüm çiçeklerinki dağılıyorum sana dağlanıyorum.. (...) |