İkindi Rubaileri-7
AŞKINI NÛŞ EYLEDİM
Merhamet göç eyledi, yüreğin taşa döndü Yazı hayal ederken baharlar kışa döndü Aşkını nûş eyledim, hâlâ ayık değilim Yalanın tezgâhında hakikat düşe döndü SENİN KADAR YAKAMAZ Deryayı özlemeyen ırmak coşkun akamaz Ne gül ne de karanfil senin gibi kokamaz Senin kadar yakmadı ne Leyla ne de Şirin Dünyada hiçbir ateş senin kadar yakamaz ÖTEKİ YARIM Bütünün yarısıydım, öteki yarım oldun Ben bir köhne kovandım, içinde arım oldun Bir güneş gibi doğdun karanlık ufuklardan Çeyrek asırdan beri göz nurum, karım oldun EFKÂR ÇÖKER AKŞAMA Yolunu gözler durur, her gün çıkarım cama Hasretin filiz verir, gönlüm gark olur gama Zülfünün tellerinde kaybolurum her gece Sen yanımda değilken efkâr çöker akşama GÖZLERİN ’BUYUR’ DİYOR Dilin ’git artık’ derken gözlerin ’buyur’ diyor ’Gönlümün açlığını aşkınla doyur’ diyor İçime hapsettiğim bu imkânsız sevdayı Yüreğin onaylarken dudağın ’hayır’ diyor KENDİMDEN DE VAZGEÇTİM Hüzün kadehlerinden hicran badesi içtim Söndü umut çerağı, kendimden de vazgeçtim Dudaklarıma taktım acziyet kelepçesi Konuştum da ne oldu, artık susmayı seçtim M. NİHAT MALKOÇ |
Kalemin susmasın
______________________________Selamlar