Boraltan Köprüsü Faciası
Bin dokuz yüz kırk dörtte bir vahşet yaşanmıştı
Merhamet fukarası nefreti kuşanmıştı Stalin’den kaçanlar sığınmıştı yurduma Azeri’m, can kardeşi çağırmıştı yardıma Kardeşler kardeşine iltica eylemişti "Türk, Türk’ün kardeşidir" sözünü söylemişti Mazluma el uzatır, Türk’ün senettir sözü Azeri mert civanlar kardaş bilmişti bizi Milli Şef zamanıydı, demokrasi raftaydı Yerli işbirlikçiler Moskof’la bir saftaydı Hariciye Vekili Nurullah Esat Sümer Yalvarır İnönü’ye: "Mülteciyi geri ver!" İsmet Paşa dinlemiş, bu sözlere kanmıştı Günahsız kahramanlar kor ateşte yanmıştı Teslim eylemişlerdi kurtlara kuzuları Yüz kırk altı yiğidin karaydı yazıları Aras’ı geçen canlar hayli hislenmişlerdi Azerî kardeşlerim şöyle seslenmişlerdi: "Bizleri siz öldürün, pis Moskof’a vermeyin Ömrün ilkbaharında kanımıza girmeyin" Vahşet çöktü her yere, karanlık ağırlaştı Kulaklar duymaz oldu, vicdanlar sağırlaştı Geride kalanların Aras oldu yaşları Kardeşine yan çizdi Moskof’un yandaşları Arkadan bağladılar yiğitlerin elini Esti bir deli rüzgâr, büktü gülün belini Boraltan Köprüsü’nde kudurdu, azdı Moskof Yüz kırk altı mazlumu kurşuna dizdi Moskof Terk eyledi civanlar bu dünya gurbetini Kana kana içtiler şehadet şerbetini Mazlum kanı aktıkça gökler bile ağladı Hiç susmayan ağıtlar, yürekleri dağladı Yoldaşlar birlik oldu, kardeş kardeşi sattı O gün güneş doğmadı, şafak hüzünle attı Sovyetler aleyhinde çalışmak büyük suçtu Bu ne acı sahneydi, bu ne kahpe sonuçtu Boraltan hadisesi tarihin yüz karası O gün bugün sağalmaz yüreklerin yarası Ey millete yabancı; yine yanıldın, kandın! Tarihteki bu leke nihan kalır mı sandın? M. NİHAT MALKOÇ |
Unutulmayan tarih...
Yetkin kaleminiz daim olsun...
............................................... Saygı ve selamlar..