Gülfeme ÇağrıYarım ağız değil yürekle söylenmeli türküler Kırkında kundağa bebek beleyen yalnız anneler Kalabalık insandan ama boynu bükük mabetler Seni çağırırım yalnızlığım bucak bucak Gülfem Ardına düşmüş ezgiler soluğum kış akşamları Issız bir şafağa yorgun argın sararım yaramı Gonca kızıllığı lebi, gül narinliği endamı Seni çağırırım çiçeklerle yaprak yaprak Gülfem Alnımda mazinin binlerce mirası ışık saçar Dün kavgasından yoruldum, iflasım yarına sarkar Türlü türlü yangınlarım, közleri sinemi dağlar Seni çağırırım susuzluğum bulak bulak Gülfem Mümbit toprak hasret berekete damar damar çatlak Boy atmaya hazır suya hasret milyonlarca başak Hasretlere gebe mısralarda inler onca bozlak Seni çağırırım imbatlarla efil efil Gülfem Kalelerim zapt edilir, burçlar yine parça parça Beldeler hapiste bedenler her an hedef kurşuna Üç beş yiğit aynı çizgi başlar daimi isyana Seni çağırırım meydanıma mızrak mızrak Gülfem Köklerinden koparılan dallar yeşeremez, kurur Vasi olduğun mirasın,yarın elbet sorulur Ezelde kurulmuş yine berzahta divan kurulur Seni çağırırım bihabere ulak ulak Gülfem SİNAN YILMAZ |