Kaç Yaşında ÖlürümKaç yaşında ölürüm ki ben Veya daha ne kadarı var ki ömrün Keşke bilebilseydim Boşaltır heybeyi İyot kokulu rüzgârları çeker içime Yosunlara sarar bedeni belki rahatlardım. Islıkla söylediğim marşlar asılı dallarda Ben kalabalık mahallerin kimsesiz yabanı Yeşilin, mavinin ille de acının coğrafyasıyım. Kafamda kesik yarası Ellerimde ana mirası nasır Babamdan saçımdaki kuş yuvası Uzak diyarlara özlem hırsı En çok haykıramadığım türkülere hasretim Kaç evredir ki yaşam Her yenilgi fena Her zafer başkasına yaradır. Genetiğe mesafe kolay değildi bizim mahallede Reddettim. Biat etmeyeni sevmezlerdi. Kabul etmedim. Sözde baş tacıydı, ata mirasıydı gelenek Kimse uymuyordu aslında Çoğuna ben itiraz ettim . Ne değeri var ki sayıp dökmenin Bir harman yeri yaşam: Kimi toprağı işler. Kimi tohumu eker. Kimi ürün toplar. Emeği çok olanın kazancı neden hep azdır. Kaç yaşında ölürüm ki ben Veya daha ne kadarı var ki ömrün Acının coğrafyası bir şiire nasıl sığar Eksiltili olmayan kaç cümle kurulur Ve her yeni arayışa gebe kabulleri Çok olsaydı ömrüm belki Tomarlara karar marşlarla türküleri Türkçenin bütün şivelerine sağardım SİNAN YILMAZ |