BEKLENEN GÜN
Şafak daha kınından çıkmadı beyler!!!
Penceresi açıktır kulübenin, perdesi de yoktur Dışarıda yanan projektör kamaştırıyor gözlerimi Saatime de bakmadım ki, bilemem sabaha kaç var Böyle yazmaların faydası yoktur bilirim Yazıyorum işte saçma sapan, eski bir alışkanlık Çok eskiden, gece yazar gündüz yakardım yazdıklarımı Böyle teknolojiler de yoktu. kayıta, kuyuta alınacak Birilerine beğendirmek için yazsam, paylaşımlar da yoktu Birileri biri iki bir şeyler yazar, karalar bildiğince Ticaretini yapar aklınca yazdıklarının, kazanır Benim böyle bir derdim de yok, aykırı gelir bana Ben neden yazdığımı gerçekten bilmem Lakin şunu söylemeliyim ki, yazdığım zaman; Gerçekten rahatlıyorum. Şubat geceleri soğuktur beyler!!! bunu ayazda kalanlar anlar Ayazdayım ben. Ayaz sert vurur dışarda kalan yüzlere Velev ki olsa da masamın altında ayaklarımı ısıtan sobam Taş ocağımda kaynasa da suyum, demlenmiş olsa da çay’ım Çeksem de cigaramdan arada bir nefes...Ayazdayım işte... Empati yaparak, alışılmışlığımın dışına atarım kendimi Başkalaşıma’ girer düşüncelerim, türbülansa geçer beynim Söverim, sayarım, kırarım dökerim. deli miyim ben neyim? Çephede ayazaçalan mehmetcik’in yanına giderim mesela İşte o zaman ayaklarım buz keser benim, ayaza çalar gecelerim Şafak daha kınından çıkmadı beyler!!! ben hala beklemekteyim sabahı Lakin biliyorum, doğacaktır gün, beklenen günün sabahında Öyle bir gün doğacak ki; Karabulutları silip götürecek üstümüzden Denizlerin kumsala sürüklediği, o minicik bedenlerin Mazlum halkların yüreğinde yeniden dirilişi olacaktır... Doğacaktır elbet gün, beklenen günün sabahında Doğacak; Görünmeyen öteki yüzlerini görünür edecek zalimlerin Halkın omuzlarına basıp, İnsan çiftlikleri kuran zalimlerin lekeleri çıkacak ortaya Ey ülkesiz kalan dünyanın çocukları, evsizler, yurtsuzlar Bilirim bütün resimlerinizde hüzün vardır sizin Elbette doğacak sizin de beklediğiniz gün Sizin de açacak bahçenizde güller, yeşerecek tohumlarınız Balçık gibi suratlarına yapışacak onların, içinizde oluşan yaralar Ve onlar!!! bu güzelim dünyanın düzenini bozanlar Kan gölüne çevirdikleri kum çöllerine tek tek gömülecekler Ve her birinin kafalarına taşlar dikilip Her bir ölümlerinde çentikler atılacak ve sarılacak yaralar Şafak daha kınından çıkmadı beyler!!! Zalimlere ölüm demekten başka çarem yok Elbette beklenen gün doğacaktır Bizimgibiler; Umud’un türkülerini söyleriz hep bir ağızdan Taa ki insanlık kazanana kadar... Ekrem saygı Manisa |