Hasret
40’ından sonra yola çıkan abime....
Gittin mi gerçekten beyaz saçlı prens, Vatana mı, karına mı, çocuklarına mı, Babana, anana, kardeşlerine mi, abine mi, Kime parçalayacaksın hasretini? Gittin mi gerçekten çilingir sofram, Kalsaydın da olmasaydı masamız da kuş sütü. Sazının teline vursaydın da notam, Ben de söyleseydim en sevdiğin türküyü. Gittin mi gerçekten ağlayan adam, Çocukluğumun nakışı, örgüm dantelam, Başımın yastığı, ağrımın ilacı, dilsiz sırdaşım. Kapanmaz sensiz artık kanayan yaram. Gittin mi gerçekten hayat ustam, Bitti mi yani bütün dersler. Ben sigarayı bırakacaktım, sen içkiyi, Sen olmadan bu illeti bırakamam. Gittin mi gerçekten inanmam, Belki son kez sımsıkı sarılmadan. Gittin mi yani zeytin çekirdeklerimizi saymadan. Oralar soğukmuş öyle diyorlar, Sokakları vatanıma benzemez. Kime sarılacaksın o soğuk ülkede yalnız. Ya biz burada sensiz ne yapacağız. Gittin mi şimdi gerçekten söyle, Hasret ateşi nasıl bir kormuş böyle. Annemin ikinci göz nuru, babamın oğlu, Güven’in, Gürkan’ın yaşam umudu. Gittin mi şimdi gerçekten söyle, Aynur’un hayat arkadaşı, ekmeği, suyu aşı. Gittin mi gerçekten nakışlı sazım, Ağam, abim, kavgam, yol arkadaşım. Seni özledik... |