Kara
Buranın orta yerinde
hepimiz kara kapkara el değil yüz değil ten hiç içimizde bu zift, içimizde Lola Burası yaz değil kış değil çöl bile değil Lola Unutulmuş bunca merhaba’nın kefaretidir bu elveda. En hakikisinden etrafında toplanan tüm hakikat bir avuç suni çimden ötesi değil. Kurgu dışı ot bitmez burada renk değil bu aşk değil yaşamak hiç... İki ekmek aldım eve gidiyorum diye cıyaklayan çirkin çocuklar büyütemem ben Lola Bütün bir neslim peçeteye sinse de yapamam. Doğum kontrol yöntemlerine inanmıyorum ben doğmama ve doğrulmamaya inanıyorum Bunca çirkin adam ve kadın yetmiyor mu buraya yüzümüz de değil içimizde irin. Şimdi istiyorsan sevişelim bil ki ben seni üzerim gözünün yaşına bakmam. Genellikle ben beni de üzerim. Birbirinin kopyası hayatlar da ayda bir bilemedim üç kere sevişip üç oda bir salon ortasına Bir iki genetik yapı var etmek ve ölmek için mi ömrümüz... Zorba ve Fahişe yozlaşmış bu kentler bunları geç Lola bunlar hep aynı. Şimdi istiyorsan sevişelim bil ki Ben beni üzerim üzerime gelir hayat giderim Sen buna bahane dersin ben yozlaşmak... Bir tutam saç öyle öpülmez di bir tutam saç öyle sevilmez di gözyaşı etmezdi etti Bunca alt metin varya hepsinin anasına avradına sövüyorum Lola. İşte bu yara bu da sızı Bil ki ben beni eşikte bıraktığımdan beri sırf kendimi üzerim... |
Fazlasıyla insan olmuşsun, üzülme.
O yara iyi ki var."
/ Turgut Uyar.