EzBeR BoZaN AğıT..... Avuçiçlerinde huzur bulan yüzümün şeklini şemâlini Küskün saçlarımın omuzlarında darma dağınık dağılışını Gözbebeklerimden süzülen yediveren ışık hüzmelerinin kaç kez pusulan olduğunu Cennet kokulum dediğin kalbimin senin için kanat çırpınışlarını Nasıl oldu da unutup Anlık bir eşkiya heyecanına takas ettin sevgili..? Âhh sevgili Karanlık bile homurdanırken gecenin bir yarısı Sefamız olsun diye kaç kez yıldızları saymaya kalkmıştık Bahara yelken açan parmak uçlarımızı gökyüzüne bandıra bandıra Hatırla... Hep en görkemlisini bana bırakırdın Ve senin bir tek gülüşün bütün yıldızlara bedel derdin Kâh Thetis’in olurdum Kâh ayaza direnen papatyan Kâh dağda açan bir tek gelinciğin ... Biliyorum sevgili Kurşîni bir ağıt dökülüyor mürdüm karası dudaklarından İnatla beni sevdiğini söylüyor hâlâ azat ettiğim kalbin Mütemâdiyen hıçkırıklara boğulan nefesin ele veriyor ikide bir seni Bütün suç benim diye bas bas bağırıyor kırkbeşlik ayak izlerin İki kedi, bir köpek seyredalıyor çaresizliğini Sokak lambalarının fısıldayan sessizliğine kafa tutuyor yenilmişliğin Masumca dokunuyorsun gece vardiyasına kalan şiirimin feryâdına..! Şimdi ağlarken ruhunun cansız alevi Ellerin de üşümüştür Gel sevgili Aşk bekler Ama asırlık sızılar beklemez Öksüz yüreğimi giydiririm sabıkalı ellerine Afetmek için yakarım eskiyen zamanın közlerini Yaban eller değmeden savururum Gülden ömrümüzün yüzü güler... Sen yeniden doğarken maviliğin gölgesinde Ben zamansız ölürüm Sen yeter ki gel sevgili Kurul yine şiirlerimin baş köşesine Zaferin mübârek olsun sevgili... nagihan |