tik tak tak tikevvel zaman içinde kuraklığım yağmur, susamışlığım sen kadarken bulut ekmiştim göğe, yağmur sele geldi rüzgar dikmiştim küle, ateş dile geldi soyun dedikçe suyunda boğulmuş yangına döndüm terim, kirim sen, dumanım senden sonrası olmuştu/ aslında, senden sonrası hiç olmamıştı/ bilmem belki de, “belki”sindeyim zamanın diyorum ki, diyetimi pasifleyip “acaba”ya göz mü yumsam, söz mü kessem, yine, yeniden “hadi inşallah”a off… bilemedim saat kırmızıyı çok geçmeden, “yok canım”larım henüz aktifleşmeden akrebin “tik” i de yelkovanın canına “tak” etmeden, soyun desem aşksızlığına dilim düşürür müsün omzundan sustuklarını olur musun çilingiri tenimin tenim ki ahh…… aşkın günahına boyun eğecek kadar elim/ “aşk” derken, üzerine alınma ya da alın… ilhanaşıcışubatikibinonsekiz |