Bir Zamanlar Kırıkkalede (1)
Yıllar yıllar önce bir zamanlar Kırkkalede
Müstakilken evimiz yan yana beş oda Sayısını söylemeyim çok çok nufus yaşardık Evin önüde vardı bir sedir bir keç tahta sandalye Bahçede küp,helkeler ağaçlar Sade saf ve temizdi her şey ve insanlar Beyaza karalar düşmezdi o zamanlar Ne fakir belliydi ne zengin Çünkü yürekler deniz kadardı belki daha büyük Belki bir okyanus O zamanlar yaşardı saf temiz insanlar yıl yetmişli yıllar Ahh Annem Annem Osmanlı bir kadın Çektiği acıların derin çizgileri ve işin çokluğu Ellerine yüzüne vuran garib anam Yinede ne kadar mutlu idi Cömertliği dillere destan Babamsa çalışkan işten yılmayan Bir komşu görünmese bir gün İkisi birden derdi git bak nedir Bu komşunun bize haber ver nedir derdi Gider gelir ve söylerdim Herkesin kapısının önüde inek çanak Bahçede Marul maydanoz çiçek Ve Babamın üstünü titrediği Renk renk renkli ve kadife güller Kümes de tavuklar horozlar Ahırda inekler danalar Kapıda şimdi kokar yakıt denen Tezek yada kerme yapılan hayvan gübresi Her şey masum her şey temiz Hiç bir şey kirlenmemiş O zamanlar süt yogurt bol değeri yok Satmaya çalışır herkes satılmaz Satılana kadar göbeğimiz çatlar deyim yerindeyse Yarın fiyatına verilir pastanelere Parasının yarısını alır yarısı sonraya Tabaklarda yemekler bir beraber oturulur Beraber kaşık çalınır çorbaya At arabaları faytonlar, traktörler Taksi araba çok az eksozlarla kirlenmemiş dünya Küresel ısınma yok mevsimler mevsim gibi Kalabalık ailelere Ya at arabası ya traktörle Karpuzlar kavunlar ucuz alınırdı toptan dağ gibi İkram edilirdi gelene gidene sınırsız Tere yağa babamgil derdi sade yağ Kokusu bir başka Köylü tavuklarının lezzeti bambaşka Meyveler,sebzeler bakireydi Geriktiği gibi ilaçlarla bozulmamış Hormon katılıp insana bulaşmamış Selamsız sabahsız geçilmeyen güzelim günler Cengiz hala o günleri özler Cengiz AKSU / 13.02.2018 |
Kalemin susmasın
________________________________Selamlar