“leyli” sevdalılar kolonisitarihin hafızasına emanet ettim seni leyli muhacir kırlangıçlara bir denizin öfkesinin bağıl oluşuna seni kuralsızlığıma emanet ettim leyli riayet ederken en evrensel kurallara “kimimiz göçebe kimimiz mukim sevdamızı fısıldayan kim dağlara taşlara ” dağılmış bir tesbih gibiyiz leyli imame olmak için başka boncuk tanelerine gözümüzde büyüttüğümüz mesafeler memleket yolu şimdi hani dersler biterdi,meş(g)alemiz bitmezdi müphem mahcubiyetlerle koşardık ya otobüs garlarına yerimize oturup olanca nezaketimizle tekrar geriye dönmenin planlarını yapardık uzun lafın kısası anne yüzü gibiydi gidişimiz leyli şimdi kalabalıklar ortasında yalnızız yalnızlığımızda mesut aynalar hiç dostumuz olamamıştı leyli endam tarassutu için değilmiş aynalar bir tek bugün aynalarda kırılan maskelerin zilali üstümüzde sevdamızın olağan melali vehmimizde zamansız bir ferahlığın hayali beyza bir arınmanın olağan hiçliğine üç damla hüznü sığdırmanın hazzı mıydı yaşamak leyli aldım kalbime vekaletini derdin koridor öykülerinde var olmak gibi cüretkar adımlarına saygı duruşundayım itiraf ediyorum c/esaret erkek olmanın değil adam olmanın karıymış olanca hoyratlığıyla idam ederken iyi niyetlerini hüneri lisan sahibi olmaktan ibaret insan müsveddeleri nasıl öyle duruyordun,berrak bir sütun gibi dimdik bir çadırın direği gibi soylu nasıl öyle duruyordun gözlerine yerleşmişken derin bir kuyu ağrılar muttasıl dibe doğru düşüyordu aldırma desem mesela gözyaşını içsem zü’lâl niyetine bergüzar olur mu dersin asrın sinesine ah leyli saman alevi ürkekliğinde söylüyorum şarkılarımı sırf sen varsın diye içinde içimde nevruz şenlikleri içimde cemre şehrayinleri gözlerimi oğuşturarak bakışım mahmurluktan değil hayaline patolojik oluşumdan ah leyli.. hep aydın kal leyli Farzımuhal |