GÜZELLEME
On iki yaşıma kadar aralıksız yaşama şansı bulduğum köyümde, çocukluğumdan hafızamda kalmış hayata dair tatlar...
KÖYÜME GÜZELLEME Dediler köyüne güzelleme yap, İçtim de suyundan ne güzel, dedim. Çevren kuşatılmış bir dere, dört dağ, Salın, dur yerinde, ey güzel dedim; Dedim de içime aktı zamanlar, Ardımdan haince baktı zamanlar... Avaz saldım, söğütlüden, alıçtan, Hayır gelmez dedim, köhne kılıçtan, Tekköprü de uladığım kulaçtan; Hantepe’de boğulacak göl oldum, Kalkıram’dan aşıp giden yol oldum... Kızılca’da elmasını dişledim, Koyaklarda güzellikler düşledim, Güngörmezden, söze henüz başladım; Bir sabahtı yamaçlara düştü gün, İçimde boy verdi o an bir sürgün... İlelebet bizlere vatan köyüm, Bir yüzü dağ, bir yüzü bağ, can köyüm, Gözeleri dişim de mercan köyüm; Yudumlarken ak çeşmenin suyunu, Alkışlasın dünya temiz soyunu... İban Dede karçiçeğin aklandı, Enginin de çocukluğum saklandı, Seherlerde imanımız yoklandı; Ölümüz de, dirimiz de, er çıktı, Benim köyüm, bir mübarek yer çıktı. Dostabakan, tumas ile söyleşir, Azgın sular, su çatında birleşir, Birleşince sular nasıl gürleşir; Gürleşenler güreş tutar bayırda, Top koşturdum, harmanında, çayırda... Lançıkar’ın tepesine çıkardık, Çıkardık da, yedi köye bakardık, Yaz gelince yemliklerden bıkardık; Kahmutları sayardık misket gibi, Madukları soyartık Kurbağalar çim altından bakanda, Mecit Emmi demir nallar çakanda, Güzellere abamızı yakanda; Kızlar bize ansızın el ederdi, Gönlümüzden gam-kasavet giderdi. Mahbup nine eteklerin allıydı, Bahçelerin duvarları güllüydü, Gelinlerin duvakları telliydi; Tellerine sarıldık bir gelinin, Duasına uyandık bir velinin... ... Mayıs ayı tarlalara inerdik, Pancar vakti dizimizi döverdik, En fazla da ot ayını severdik; Ekin vakti bitmeyecek sanırdım, Çobanları dudağından tanırdım... Hatırladım burçak biçen kızları, Bilirsiniz iki renktir yüzleri, Bürüklerden parıldardı gözleri; Soğuk suyu başlarına dikerler, Feleğe de uzun bir ah çekerler! Gün düşende taşboğazda, taşlara, Kuşluk vakti selam saldım kuşlara, Oruç ağız vururken yokuşlara; Pınarlarda ah çektim soğuk suya, Dalsam derdim, kalkılmaz bir uykuya. ... Şubat ayı çeşmeler buz kesende, Kilimleri örerken bin desende, Gelinlerde kaynanaya küsen de; Bacalarda uzun eşek oynardık, Soğuklarda bulgur gibi kaynardık... Aydın Hoca, aydınlık bir yüz idi Kulaklara küpe olan söz idi Yaban değil, vallah sanki, biz idi; Koşar adım kıranları aşardı, Gün çıkmadan, okuluna düşerdi... ... Birbirize burun edip, şişmeyin, Arka verip, dayak olup, düşmeyin, Düz yollarda yalnız kalıp, şaşmayın; Allah’ımın rahmeti birliktedir, Vallah bilin; kurtuluş dirliktedir. Yiğitlerim, bayrağınız al olsun, Işkın verin koca koca dal olsun, Ömür boyu ağzınızda bal olsun; Koştuğunuz bütün yollar olur düz, Dağlar şeker, çaylar olur şerbetiz. Güzel köyüm tokan gelsin aşığın, Dala çıkıp dolansın sarmaşığın, Salladıkça dolu gelsin kaşığın; Birlik deyin, yüreğiniz vurdukça, Siz var olun, bütün dünya durdukça... Hayrettin YAZICI Not:Özel isimler gerçek kişiler olup,diğer yöresel isimler genelde yer adlarından oluşmaktadır. |
Yiğitlerim,bayrağınız al olsun,
Işkın verin koca koca dal olsun,
Ömür boyu ağzınızda bal olsun;
Koştuğunuz bütün yollar düz olsun,
Dağlar şeker,çaylar şerbetiz olsun...
Güzel köyüm tokan gelsin aşığın,
Dala çıkıp dolansın sarmaşığın,
Salladıkça dolu gelsin kaşığın;
Birlik deyin,yüreğiniz vurdukça,
Siz varolun,bütün dünya durdukça...
eyvallah dwğerli gönül dostum daha önce yolda olmam hasebiyle görmediğim güzel bir şiir okumaktan haz aldım yüreğine sağlık mükemmel olmuş tebrikler
selamlarımla