SIRILSIKLAM
Bir rüzgâr
Mırıldanarak geçti yanımdan Hava kötüleşecek mi ne Başımı kaldırdım Havaya baktım Kurşuni bulutlar dönerken siyaha Yağmurun Habercisiydi sanki bu rüzgâr Sonra Hızını arttırdı birden Aceleci adımlar, çoğalırken caddede Islık seslerine rüzgârın Esnafların Tabela gıcırtıları da dail oldu Hava bozdu Yerden Gücü oranında alabildiği Kağıt parçaları, naylon poşetler …Ve de toz Uçuşuyordu her yerde Ardından Yağmur damlası Ha düştü ha düşecek buluttan Ne serçeler var çevrede Ne güvercin Ne başka kuş Yağmur damlaları Gök gürültüsü eşliğinde Gözden düşen damla Yanaktan süzülen yaş misali Islatmaya başladı her yeri Şemsiyesini açan açana Cadde, kaldırımda Kaçan kaçana Yüzüme çarparken Su damlaları Selcikler oluşmuş yol kenarında Sokak köpekleri bile kalmamış Çevreme bir baktım Yalnız ben varım Ne kadar yürüdüm Bilmiyorum Bir dükkanın önünden geçerken Göz ucuyla şöyle bir baktım İçerisi görünmüyordu Buğulanmıştı camlar Havanın soğuduğunu Ellerimi Bir birine dokundurunca anladım Hani bir türkü vardı Yetmişli yılların sonlarında “””Yağmur üstüme üstüme Varsın yağsın küçük hanım Ben yağmurdan yaştan değil Aşkından sırılsıklamım””” Dudağımda tebessüm Aklımda da bu türkü Gidiyorum işte Nereye olursa Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ |