Ağustos Hafakanları
göğe yükselememiş bir balona uçamayan balon denir
* gece yarılarında içimi acıtan ani soğumalarla uyanıyorum gün be gün ağdalaşan bu zift kesinkes inandırıyor beni; daha iyi bir yarın yok asıl kabus bu denyo umut ** delireyim, elektronik vitrinlerini indireyim ve tüm kredi kartları geri dönüşüme gitsin, dönüşemesin duvara yapıştırıp artistlerini öpüştürdüğüm kakaolu zambo sakızları çocuk parklarındaki ağaçlarda yetişsin bir de ipli topaçlar, bir de bayramlık pabuçlar *** altı yaşımda bağıra çağıra söylediğim porno türküyü şamarıyla susturan bakkal adem agaya paçalarına kadar işediğim pantolonumu hallacı üst kata çekip, yayı bahçe kapısında unutturan karşı komşu ayten ablaya bulutlardan bir yatağı gözyaşlarımı koca memeleriyle soğuran necmiye öğretmene cumhuriyet meydanının tüm uçan balonlarını delisi olduğum yüksekokullu o yanardöner esmer kevaşeye soğuk am çiçeklerinden bir buketi pervaza sürtünen müşteri kadına tel fırça uzatan kalaycı halil ustaya ise işkembe çorbalı, yoğurtlu, rakılı bir sofrayı hediye etmek istiyorum **** ’kime yanaşsak bir temkin, bir tedbir her deliğinizde bir demir kapak ulan!’ ***** oysa ki, gitar akorlarına çok yakışan, bir genç kız diyaframıyla süslenmiştim uyku öncesi; “ne yalnızlık ne de keder, üzmesin seniii” |
Sevgilerimle...