Gidişine...
Sesine koşuyorum delice,
Yollarım tenha. Parmak uçlarımda ilerliyorum. Sokaklarımda sessizlik. İlk kez konuşmuş gibiyim. İlk kez kavuşmuş gibi. İlk kez görmüş gibi yüzünü. Ve ben her seferinde, Yeniden doğmuş gibiyim. Sense hep yepyeni. Taptaze ve ilk düşen yağmur tanesi... İlkin ellerini arıyorum. Ellerin ki şehrim,ellerin örtüm. Tüm seven yönlerimi ısıtan. Yüzümü çeviriyorum yüzüne. Yeryüzünün tek ziyneti,tebessümün... Şimdi karşımdasın. Usulca giriyorsun gözlerimin sokaklarına. Bir bakışım bile incitmesin istiyorum. Seni, nazik bir çiçek gibi görüyorum. Narin bir çiçek gibi, seviyorum. Sonra, bir rüzgar esiyor saç tellerinden. Saçların ki ipek bir prenses. Kement atıyor her teli, İçimin deli taylarına. Elimi uzatıyorum. Parmaklarım dolaşıyor, Gelinciklere dokunur gibiyim. Başını yaslıyorsun omzuma. Tamamlanıyor ömrüm. Yeryüzünün en hafif ağırlığı... Ve tüm şiirlerin en ahenklisi, Başın ve omzum... Ve geliyor o gelmeyesice vakit. Başını kaldırıyorsun, Ve vakit geldi diyorsun. O zaman anlıyorum, zaman çabuk çabuk geçiyor. Uğurluyorum seni. Bozuk bir saat gibi sende kalarak. Sesini arıyorum delice. Ve gidişin usta hüzünler ismarlıyor. Rüzgar |