Sessiz Ask
Sessiz bir aşk bu.
Dilsiz kelamsız... Lal’ü Aşk suskun bir aşk. Sahi Kaç sessiz harfle anlatılır ki aşk. Kaç suskunluk bir sevda eder. Sessiz bir yürek kaç dille konuşur. Sözsüz sedasız kaç çiçek açar. Firar gibi gürültüsüz. Gerçeklerden sakince kaçış. Gök gibi,çınar gibi. Bazen dağ gibi... Heybetli durgun, Ama gene suskun Hazineler yüklü. Konuşmayan hazineler. Riyakar kalabalıklardan sükuta varış gibi. Susuştu bu aşk susayıştı huzura. Dinlentiydi... Dinlenmeyen duyguların çığlıklarına uzanıp hani bir bebek görmüştük seninle. Parkta annesinin kucağında ağlayan bir masum. Sen uzandın ve usulca aldın kollarına. Kokladın cennet kokan yüreğini. Sonra hafif bir salladın. Sen gülümsedin... Sustu birden sabi. İşte böyle bir şeydi. Susturulamayan duygularımı bir gülüşünle susturuşun. Şimdi ben gerçek bir suskunlukla hissediyorum nefesini. Sukutumu mazur gör sevdiğim Alışkanlık benimkisi. Susmaya alıştırılmış duygularım var Sessizce seviyorum işte. Her şey konuşurdu aslında sen varken. Bir ben bir sen susardık ikimiz. Birlikte yaptığımız en eşaiz şeydi belki de... Şimdi sen yoksun. Her şey suskun. Bazen yokluğun konuşuyor Ve her şey susuyor. Yokluğunu duyuyorum iliklerime kadar. Acılar içinde bir moderatör gibiyim bu aralar. Bazen yokluğuna bazen yalnızlığıma sahip çıkıyorum. Sen hepsinin üstünde konuşuyorsun. Sonrası gerçek bir suskunluk. Haberim yok benim Kaç gürültüsüz aşka dokundum Sessizliğe bilmem kaç mana yükledim. Sessizce kaç sessiz harf geçti tutamadım. |
Kalemin susmasın
____________________Selamlar