KÖR KURŞUN...Rahmetini özlediğim hazana müteşekkirim: Dertlendiğim kadar demlendiğim Makul bir hüzne riayet edip Gönülsüz aşkları sükût bilen Yaratan’ın eşkâline vakıfım Yine aldığım her nefeste. Boykot edildiğim kadar insanım, Demek acı bir terennüm Yine izini sürdüğüm ömrün. Sevgiden müteşekkil olmasını, dilerdim Demenin de cefası Sanma ki erdemsizliğin sunumu Belki de bayat ekmek kadar da kutsalımdır O nimet yine Kursağıma takılı. Yemediğim değil de Dokunmaya dahi kıyamazken nimetine Rabbin, Sorularla muhatabım oysa Cevabını bilmekten dahi imtina ettiğim. Surelere konuşluyum: Sakil bir yürekte nasiplendiğim kadarıyla Beter bir dilde Refüze edildiğim Hangi cahil hükümse yine halk dilinde. Kaynayan değil de içlendiğim, Kanadığım kadar içerlendiğim. Kandığım değil de tökezlediğim Kardığım dünüm ve iç sesim. Bir eşrafın bir de hakkaniyetin duvarı, Temas hanemde tereddüt ettiğim malum: Dokunursam ve yok olursan? Sevip de manen külfetini Haramsa elemin söylenmedik o zikri? Lal tüm notalar yine, Lav edildiğime sakin bir dille savrulduğum, Suretinde aşkın hep telaffuzu yanlışların. Belki de yanık sesine hürmeten hüzün Kadar da yadsındığım, Kerelerle aldanıp Avuttuğum kendimce Avutulmaya hasret üç beş cümle Duysam keşke. Hamdık madem Hamd etmeyi öğrenmemek neden? Sevip dirildiğimiz kadar Sevilmeyi dileyip Rahmetin dokunduğu insanlık üzeri rahle. Sazı sözü ayrı zanaat; Sevi dilinde hep bir noksan onca beşerin, Kölelerin mağduriyeti belli ki Kul olmanın hasedi mi yoksa Bunca kamaşan gözü, Bunca sönen feri lanet bilip Hamd etmeyi pelesenk etmektense yüreğe İsyana riayet eden cahil bir zümre. Unutulmayı dilemek kadar da yoksunsan Umduğunu eleyip Kör kurşun misali Hele ki kör noktanı delik deşik eden Aşkı rahmet bilmezken. |
her şiirinse bir yazanı vardır
karşılıklı seversen mizan tutar
karşılıksız seversen yüreğine batar
kolay gelsin
kutlarım