Ağlayan Pencere
Ağlayan Pencere
Yıllarımı yitirdim kalmadı bende heves Silindi hatıralar bir ben kaldım elimde Görkemli gemilerle yare koşuyor herkes Ben mahzun ve çaresiz ağlarım penceremde İsterdim gözlerinin deryasında intibah Asude hislerimle girseydim düşlerine Günahımız affolur şehvetimizse mübah Yükselirdik bu aşkla günahsızlar yerine Dalarım ufuklara sen varsın orda diye Ateşli gözyaşlarım pencereleri yakar Namahrem denizler mi seni koydu gemiye? Ruhum tetiği çekip bir kurşun suya sıkar Hangi zehirler bana getirir ölümleri? Hangi kızgın taşlarla bağrımı dağlayayım? Haykırsa tutuşturur intizarım gökleri Pencerem sen orada ben burda ağlayayım Güneş bile keyifle dünyamı ısıtmıyor Üşüyorum sevgilim çırçıplak üşüyorum Gün yok ki üzerime nankör karlar yağmıyor Bir çığın şamarıyla toprağa düşüyorum Sen mahkumlar prensi ey bahtsız kara toprak! Burda bir nadan yaşar yeter bu süründüğün Ayağa kalk beni de yattığın yerde bırak Çiğnesinler gövde mi beyhude yüründüğün Arzın nevri dönecek korkarım bakışımla Tutsam yorgan meyliyle gökkubbe eriyecek Sana vebal , sana aht , sessizce yatışımla Ölüm düşüne girip ey vefasız diyecek Ahtım yazılı olsun asırlar üzerine Ben ezelden beridir çağlayan bir dereyim Bir ümit görürmüyüm bakıpta gözlerine Yıllardır odalar da ağlayan pencereyim... 23 11 2017 k.arslan gazioğlu |