ANADOLU YOLLARINDAAnadolu’m… Vatan’ım… Güzel Yurdum Bir Elif miktarı çektim, Bismillah dedim Gece Kitaplığıyla yollara düştüm, koptum Ankaranın bağrından Dört Elif miktarı uzadıkça uzadı yollarım Yozgat’ın dar sokalarında dolaştım Sahaf’ ına uğradım Hüseyin Hüroğlu’ nun Kabulüm oldu bir fincan çay ve yollara düştüm Sorgundan geçerken, sordum Sivas’ ın yolunu Kebap’ ını taddım, şurubunu içtim Afan öğretmenin; Sivas’ın bedesteninde Sonra Anadolunun yollarına düştüm Ne yaşamlar gördüm ben, bu hayata düştüm düşeli İyi, kötü, güzel insanlar gördüm Ve yolcular gördüm, giden, gelen Yolcular gördüm, uzak, yakın, üzgün, kahırlı, neşeli Ve yolcular gördüm, hayata küsen… Anadolu’m… Vatanım… Güzel Yurdum Dolaşırken seni Gece Kitaplığıyla Selamlar saldım uzaklara Selamlar saldım seni saran sıcak yüreklere Nakış, nakış yüreğime işledim tozlu yollarını, dağlarını, ovalarını Vadilerinden geçtim, soğuk pınarlarından içtim yudum, yudum Anadolu’m güzel Yurdum İzlerimi bıraktım, köşe bucak izbelerinde Bir bardak çay, bir fincan kahve ile Yüreklere dökülen sıcaklığı duydum Neşeli gözler gördüm, sıcak yürekler gördüm, mahzun bakışlar gördüm Hani söyler ya Cemal Sürayya “Her yüz bir memlekettir” Ben kavrulmuş yüzler ve candan bakan gözler gördüm Anadolu’m… Vatanım… Güzel Yurdum Güneş yükselirken sende, gökyüzü bana güler Ben solarken toprağında, ömrüm tükenirken, gün, gün Ve ben yolalıp giderken, tozlu yollarında, solan çiçeklerin canlanır Reveransını gösterir bana ağaçların Anadolu’m… Güzel Yurdum nasıl anlatayım ki ben seni Öyle basit ki cümlelerim Kelimelerim asılı durur karşımda, dile getiremem, yazamam, çizemem seni Parmaklarımın tuttuğu kalemim utanır benden Öyle bir hal ki; anlatamam ne seni, ne de kendimi Öyle bir hal ki; anlatamam Aklım duygularıma tutuklu, esir Ruhum özgürlüğünü ister, bedenime küskün Ve ruhum bedenimde hapis… Anadolu’m…Vatanım…Güzel Yurdum Nasıl bir betimlemedir ki bu, kelimelerim karmakarışık Fakat sen… ayan beyan, ana sütü gibi temiz, ana sütüt gibi berrak Ben giderim dağbaşlarım duman, ben giderim yollar gider, ben giderim yollar gider Tevekkül benden, Takdir Allahtan Bir Elif miktarı çekerim, Bismillah derim, dört Elif miktarı giderim Bazen bir türkü tutar dilim “Seyreyle güzel, kudretli Mevlam gör neler eyler” Çile çekerim, sabır çekerim kısa bir ömür uzunluğunda Şükrümü iletirim Mevlaya, sağlık, sıhhat, afiyet ve bize sunduğu bu yaşamda Anadolu’m … Vatanım… Güzel Yurdum Ben giderken Gece Kitaplığıyla bozkırlarında Hüznün ritmi tutar yüreğimde, boğazım düğümlenir yutkunamam ki seni Dudağım kurur, ıslanmaz kelimeler, dolar taşar yüreğime ve hep içime, içime “Sabahın seherinde öterken kuşlar” ve ben ayrılırken bir şehrinden Senin her harfine güneşin sıcaklığı düşer Her harfine güneşin sıcaklığı düşer, senin için söylenen türkülerin Benimse yüreğime düşer İzahını yapamaz kalemim, sana olan duygularımın Sessizliği, sabrı, şükürü, Tevekkül’ü, Takdir’i bir hal eylerim Anadolu’m, Güzel Yurdum; Ben büyüdüm artık öyle mi? Biz büyüdük, adam olduk güya Alıp götürdüler benden ve yüreğimi söktüler yerinden Lakin özlemini duyarım hala çocukluğumun Çocuksu duygularla, masumca serdiğim Şimdi katlayıp rafa kaldırdığım Kıyama durduğum ve secdesine eğildiğim Özlemini duyarım seccademin Anadolu’m… Vatanım… Güzel Yurdum Dolaşırken adım adım yollarında, uzak kelimesi uzaktır benden Uzak aklıyla sevenler içindir Gönlüme düştün sen benim ve ben ise yollara düştüm Hep en yakınımda ve hep yüreğimdesin Ve sevgi sökülüp giderse yüreğimden, bir haller olur bana ve eksik kalır bir yanım. Anadolu’m, Güzel Yurdum… Adı nasıl söylenirse sevmenin ve sevgi nasıl titrerse yürekte İşte ben seni öyle severim Şimdi yolcuyum ben Bir umut, nasip kısmet diyerek çıktım yollara Edirne’den, Van’a kadar sen benimsin, Bende senin Şimdilik yolcuyum ben bir Elif mitarı, bir ömür Yolcuyum ben yolda koma beni Sadece nasip olanı arar, arar üzerinde ellerim… Ekrem SAYGI 22.11.2017 |
Kalemin susmasın
_____________________________________Selamlar