ADIMI SATAN ÇİNGENE...Zamanı öldürebilir misin? Beyhude dokunuşuyla İkbal bildiğin düş perinden Çaldığın her tümceyi, Yoksunluğuna dikip de Açmayı beklediğin Seher yelinde Islak bir sancı mahiyetinde? Görebilir misin, söyle? Demediklerimi bile İçsel hazinende Koruk bir düşü bile bile Bileyip de ısrarlı; Yanık sesini hazanın Tutuklu kaldığın Deli yüreğinde sevdalı Göçebe kuşlara nazire ederken? Sen ki; Aşkı iflah olmaz bir tedirginlikle Yüreğin yorganına işleyen; Ben ki; Sevdayı poyraz Seni de araz bir gölge bilip Dokunmadığım ellerindeki Nemi hissedip. Yorgun kıtaların muhbir şiiri; Islak kaldırımların her taşında Biriken isyanın da Tutuklu kaldığım şehrin Kayıp ahalisi? Tıpkıları kondurdum madem Bir buse rehavetinde; Solduklarımı diktim yeniden Sevdanın kıblesinde Hazır ola duran, O masumiyeti katık yaptığım Her yeni gün Hele ki kazan kaldırdığım özleme bile Sirayet eden isyanıma Dokunmadan Tanrı, Gözden ırak bir dünyayı Hepten mesken tutalı. Adımı satan Çingene; Renkler bürümüş gözünü her bir gül’ün Oysaki pembe olmasını dilediğim Yalın ayak ölümlü bir gül’üm, Dercesine şairin kıstas bildiği O solgun yaprak Bir de nazire eden bülbülün Saf tuttuğu kurak toprak. Sanımı da çaldırdım Hem de ölümüne susamışlığım Aşka ve huzura. Beyitler açtığım hangi şehirse Yine şiir kıvamında Bir hüznü pelesenk ettiğim Gecenin mimarına. Sonlanmayı diliyorum sakilce, Sonları es geçen Tanrı Tek muhatabım. Sevilmeyi dilesen diyen meleğin gazabına Uğradım son birkaç asır, Sırlarımı verip Serlerimi de aşıran Sen, gönül hırsızı. Demem o ki; Sen ki bakir aşk Tanrısı Belki de kayıp bir mizansende Saf tutan, Dünyanın en saf yalnızı. Sus’larıma gebeyim epeydir Bakma da asla gözlerime: Ferine yenik düşen bir şiirin Hani olur da Uğrarsın gazabına. Şimdi çatık kaşlarıma aldırmadan, Yol ayırımı yapacağım kim bilir Hangi ara hangi zaman? Mimlediğim sevgiyi azıcık da sen sal boşluğa Kurtuluşunla ölümün de Buluşacağı tek nokta. |
Sevgi ve saygılarımla ,