Gülünü koklamayan bilmez bağ kıymetini,
Seherde güneş vurur tomurcuklar al olur.
Koyun kuzu gütmeyen bilmez dağ kıymetini,
Küçük fidan dediğin ağaç olur dal olur .

Ey abdal gezen derviş ne ararsın yalınız,
Aşka düşen aşıklar sizde ibret alınız,
Melamet hırkasıyla hak yolunu bulunuz,
O bahçede çicekler öze düşen bal olur.

Bir tas suyu içtin mi? Mübareğin elinden,
Bir kapı açılacak gideceksin yolundan,
Otur meclise, neler dökülecek dilinden,
Sen bile şaşırırsın bir bambaşka hal olur,

Zahid’in nesi var ki neden korkarsın deli,
Hak’kın yolunu seçen o da Allah’ın kulu,
Padişahım dediği ya Muhammed, ya Ali,
Ağladıkça dökülen ırmaklarda sel olur.

Erenler sofrasından alacaksın hidâyet,
Temizleyip vücüdun geldin ise nihâyet,
Oniki erkan okur Kur-an’dan bir kaç ayet,
Bizim bahçeye giren gonca olur gül olur.

Şu ömür dediğimiz bir kaç günlük fasıldı,
Niceleri boğuldu niceleri kesildi,
Nesimiyi yüzdüler Pir sultanım asıldı,
Böyle yanan Ateşde kor yandıkça kül olur.

HARUN YILDIRIM