sen vefasızı sorası
Acı kahveydi tepesi
Sarısıydı kıvrılıp bükülen Saçı olabildiğince gürdü Uzundu o gün küpesi Esiyordu bozkır havası Alabildiğince özgürdü Sigarayla bir iyiydi arası Önemsizdi masaya dökülen Sen vefasızı usulen sorası Birden tuttu yavru kediyi öpesi Korktu onun için düşerken Seninkini nasıl güldürdü Kışın acıtıyordu hani yarası Zor okunuyordu ki aşkın esamesi Işıkları yaktılar erken erken Sanki ortalık biraz karardı Kalkıp ardından yürüdü Malum sıkışırdı nefesi Sonbahar külliyen zarardı İlk kadehi kısa sürdü Yoktu o her şeye tebessüm etmesi Mavi kazağı yanılmıyorsam dardı Küçücük bir yerdi sökülen Hiç açılmadı ayrılık meselesi Sustu sanki maziye duvar ördü Hazan hanginize yaradı Malum o yangının senesi Üç bardak rakı anca söndürdü Tanıştığınız gün kadar hoştu İçeri giren alıntı bir rüzgârdı Doluydu mekanın her köşesi Birileri tabure aradı Hele üç lambası loştu Etmezdi yandakilerin dördü Senin o bir tanesi Elleri mi korkmayasın boştu Bir zamanlar yüzüğüne ölürdü Şuydu buydu derken Kasım akşamı soğuktu orası Müzisyenler nedense bir coştu Bu kapıyı artık kim açardı Kemancıydı o ara diz çöken sanırım az sarhoştu Hani şarkınızı bilse çalardı |