Geldin Eylül
Ne güzel yakıştı eylül,
Toprağın rengi gözlerime, Ve sarı tonu, Öksüz mevsimleri inkar edercesine... Birikmiş ne kadar rengi varmış, Kasım’a gökkuşağıyla selamlar salmış, Bir yokmuş, bir an gelip varmış, Bi de üstüne pazen renkli sevdayı yakıştırmış... Hiç bir tual edinememiş o renkleri, Hiç bir kare yakalayamamış o anları, Sadece göçmen kuşlar duymuş şarkılarını, Sadece yağmur dinlemiş söylediklerini... Gök kubbeye ulaşan duada, Susmuş yüreğimi dillendirdim avuçlarımda, Ya Rab! Gözlerimi kapadım döndüm sana, Kabulune muhtaç bu kulun çıkar feraha... Din artık gözlerim, Bak toprak kokusunu görüyor musun? Peki dalından kurtulan sararmış yaprağın sesini? Ya rüzgarın yağmurla kavgasını, Kuşların gitmek için kanat çırpınışlarını, Semayı bekleyen uçurtmayı, Islak paltosuyla kapı eşiğine koşan ayak seslerini, Dertsiz görünen ıssız kalmış dilenciyi, Sadakadan çok sadakati özleyişini anlıyor musun? Üşümenin vücuttan ayrılıp, çöllerde mecnun/laştığını ya!... Geldin eylül, Cemreni düşürdün bağrıma, Koklayıp sakladım ak kışa, Beklesin dursun kavuşacak Leyla’yla... Aybüke |
Kalemin daim olsun
____________________________________________Selamlar