Ayva Tüy Devşirirkengaliba, galiba öyleydi yarasında karın her damla pınar açtı gözlerinde düşer yollara oğul bir tohum kabuğunu yırtar bahara ayva tüy devşirir sarı bir sonbahara düş yorgunu bir gülüş iğde kokar çağırır tuzlu bir derviş tüylerimi son bahara gözlerimde söz yüreğimde köz buzu güneş çağırır tuzu derya yol bulur yetimliğim yollarda parya ben sarı değilim ama tüylerim ayva tüyü üfle anne, üfle geçsin bu büyü gamzemde gül değil mavi taşlar çukurunda kuşlara kursak olur yaşlar. bir elimde bir ihtiyarın ağaran kaşları bir elimde yenidoğan’ın ayva sarı saçları sev beni anne, okşa göbeğimi ilk günkü kadar acıyorum yemiş kuşlarının dideleri batıyor gölgeme anne ne olur bana öl deme aklına her düştüğümde kuşları sula güvercinlere ver arpa yemi kürt komşuları da öp anne emi mavi bir yalnızlık çağırır beni anne tutabilir misin kızılcık kırmızı sesini solu beni anne bak her sabah kapıdaki iğdede açacağım yâr demiştim önce yarmış nisanda mevsim bazen kar bazen baharmış kırlangıçların kafesi yok anne saban toprağı süleyman’ın nefesiyle sürer ve tohum toprağa belkıs’ın gözleriyle girer kamış neyzenin elinde zülfikârdır ne gördün oğul deme mevsim artık sonbahardır sabâ bir gaz lambasıyla ışıt taşımı nihavend kuşlar yesin kimyon aşımı kokla anne ne var ne yok cümle kardaşımı uyandır beni anne uyandır yastığım yatağım ter bu uykusuz rüyalar artık yeter sütten yeni kesilmiş kuzular gibi melemeliyim çok acıyacaksın bilirim annem senden evvel ölmemeliyim babam çağırıyor anne yokluğumu öyle bil sil anne, gözlerinden yağmurları sil say ki , yorgundum uykusuz geceden kaldım say ki, su döktün suya uyanmadım bazen bir papatya bazen bir ökse otu toprağıma söğüt gibi eğil sen ıslanma ben ıslarım beslendiğim gövdemi kaç şimşek ışıtır kaç şafak yıkar bu şehri annem oğulcuğun yüreğindedir yüreğini okşa emi... dR. ahmet uysal ( DÜNYANIN BÜTÜN ACILI ANNELERİNE YENİDEN ) |