EMANETİNE BIRAKTIM
Şimdi vakit yarın
dünde kaldı acı ölümde, o güzel soydu kabuklarını... çektim yağlı urganı dut ağacının koluna en kalın-en ince ecel gelince korkma, taşır... bilirim... tembih verdi bilge babam kulağımın tözüne karındaşım... ya koyup kaçacaktı ya kaybolacaktı giden günle bizsiz toprağa gömülen babamın ardından anamın yüzü düşüyor gece körü gözlerimin önüne yine mahzun yine ağlamaklı yine... yer mi yarılmış meğer dibi kalmamış mı bu karanlığın ya bu kabus dürtsem mi kendimi yalnız odalı gecenin birinde dürtsem... ruhum uyanmaz mı? nerede kuş gibi uçtuğum o pembe rüya ya hayallerim çocuk kitaplarımda hani uydurduğum türküler yalan yanlış düşüncelerimin içine sakladığım hani aklımı alan o düşüncesiz ihtilaller gölgesini kaybeden ruh! geril gecemin önüne aç yanan kanatlarını yeniden doğ hatta ve tut fersiz bakışlarımı bana hissettirmeden emanet bıraktım bir kol saati ömürlük fazladan tuttuğum zamanı sarı ayva’ya... |
sarhoş ama ümit dolu
zamanlarımı... tebrikler